Sonrasız
Her şey boşlukta yüzen baloncuklar gibiydi etrafında.. Hassas, dengesiz ve içi boş..
Artık iliklerinde hissettiği yokoluş'a bir kaç adım kalmıştı.. Düşmana sıkacağı son bir kaç mermi gibi harcadı o adımları da. Uçurumun kenarındaydı. Atlamak ve düşerken rüzgarı yüzünde hissedebilmek istiyordu. Keskin bir soğuk vardı. Bıçak gibi çekti içine havayı ve göğsüne bastırdı ellerini.. Kayalar nemli ve kaygandı. Koskoca şehir pırıldayan ışıklarıyla ayaklarının altında seriliydi. Bir an durdu. Şehrin ışıklarına doğru atlamak istemediğini anladı. Zaten onlardan kaçmıştı. Kayalıkların diğer tarafına gitmek istedi. Seri bir hareketle arkasını dönup gidecekti, ayağı kaydı. Düşup çenesini bir kayaya çarptı. Önce büyük bir acı hissetti. Sonrasında oracıkta kalakaldı. Bütün sinirleri uyuşmuş gibiydi. Bilincinin açık olduğunu hissetti ama hissizdi. Hiç bir uzvunu hissedemiyordu. Önce kurtulmaya çalıştı. Çok aciz kaldığını hissetti. Bu durumdan kurtulabilmek için adeta çırpınıyor vücuduna tekrar hükmetmek istiyordu sanki. Sonrasında teslim oldu. Her şey bir anda berraklaşmıştı sanki. İç sesi daha net görüntüler çok daha berraktı. Neden bu durumda olduğunu düşündü. Buraya kadar nasıl gelebildiğini... Bir an pişmanlık duygusu sardı tüm benliğini. Ancak kurtulması uzun sürmedi. Düşüncelerini bu denli toplayabilmişken ve her şey bu kadar netken bunu değerlendirmeliydi.. Büyük bir kitap düşledi. Adına "hayatım" dedi. Tüm geçmiş hayatının bunda saklı olduğunu düşündü. Tam önünde duruyordu kitap. En başından başlayip okumak istemiyordu. Rastgele bir sayfa açacak ve okuduktan sonra o sayfayı yırtip atacaktı.
Tırnaklarını saldırırcasına kitabın yaprakları arasına geçirdi. Açılan sayfa çamurlar içindeydi. Hissettiği her şey metinler halinde oradaydı. Yaşadıkları da bir pencerede, hareketli ve dışarıdan bir gözden görünüyordu. "Bu, bu olamaz" diye düşündü.. Gördükleri kendi hafızasında olanların ötesindeydi. Öldüğünü ve bunun bir muhasebe olduğunu düşündü önce. "Saçmalama be" dedi kendi kendine "insan inanmadığı şeyi asla yaşamaz!". Kitaba döndü tekrar. Arabasının çamura saplandığı gündü gördükleri. Saatlerce uğraşmasına rağmen o çamurdan çıkmayı başaramamıştı. Çok sinirlenmiş arabayı tekmelerken gördü kendini. Güldü haline.