Söz Dümbelekleri

Söz söyleme sanatında bazı şahıslar gayet mahirdir. Ne söyleseler, ne yazsalar, ne deseler karşılık bulur veya yankı yapar. Sırf bu meziyetlerinden ötürü taraftarları ve körü körüne inananları vardır. Tabiri diğerle, üfürükten sözleri bile makes bulur.

Ancak, bu söz cambazlarının faydasından çok zararı olmuştur. Söyledikleri sözlerin doğru olmasına ve can alıcı konulardan olmasına dikkat ederler ancak, her söyledikleri doğruyu ve güzeli ifade etmez. Ne demek bu?

Şöyle ki, yazdıkları herhangi bir şiirde, makalede ya da kitapta veya konuşmada; hamasi sözler inci mercan gibi ön planda tutulur. Yüz kelam ederler, içinde amaçladıkları bir kelam ile meramlarını vurgularlar... İşte vurgulanan; amaçladıkları kinleri, düşmanlıkları, içlerinde akan kanalizasyonun dışavurumudur. Dolayısıyla, sözün akışkanlığı ve cazibesinde büyülenen, kaybolup başka hülyalarda gezinen safdiller, bu ince hinliği anlayamaz ve doğrunun yanında yalana kanarlar... Farkında varmadan zihin dünyaları zehirlenir, pis kan damarlarında dolaşmaya başlar.

Yazının da başlığına konu olan söz dümbelekleri, kulağa hoş gelen etkileyici sesler çıkarmalarına rağmen, içten içe ya da alttan alta kendi ideolojisini, kendi köhne düşüncesini, kendi zelil dünya felsefesini, kendi sapkın düşlerini aşılamak hedefindedir. Maalesef ki, bunlara kanan, bunlara inanan sanıldığından da çok insan vardır.

Bu tip insanlar nerelerde karşımıza çıkarlar; bir gazetenin köşesini zapturapt altına almış ve oradan borusunu öttürürken görebileceğimiz gibi, bir tv programında, bir film sahnesinde ya da gerçek hayatın ortasında karşılaşabiliriz. Sanal alem her şeyin birbirine karıştırıldığı büyük bir tencere gibi kaynamaktadır. İşte en çok karşımıza sanal alemde çıkarlar. Bir şiir sitesinde, bir sosyal medya ortamında ya da muhabbet kavşağında denk gelmemiz sıradan bir durumdur.

Süslü sözlerle, ağdalı ifadelerle, imgelerle ve kıvrak kalemi ile de renklendirdiği o salt sözleri güzel şiiri ile rastlayabileceğimiz bu dümbelek taifesi, bir çok safdil tarafından takdir görecek ve beğenilecektir. Biraz düşününce, biraz didikleyince altından gelen pis kokular fark edilecektir. Amaç şiir veya deneme yazmak değil, amaç kendi şeytani planlarını saf zihinlere ilmek ilmek işlemek olduğu net görülecektir.

Daha somut örnekleme yaparsak; adamın oğlu güya arsız ve yolsuz siyasileri eleştirirken veya taşlarken, ince ince kendi ideolojisini yazıya yerleştirir ve vermek istediğini verir. Dini kullanıyorlar der dine çakar, milleti uyutuyorlar der millete çakar, Anadolu insanı merhametli ve hamiyetperver der Anadolu insanı ile dalga geçer, hayatın gerçeği der kendi cinsel dürtülerini tatmin eder, sanat yapıyorum der müptezellik sergiler, doğruluk ve dürüstlükten dem vurur yapılan yolsuzluğun ve hortumların gizlenmesini hedefler, cambaza bak der köşeyi döner, terör der terörün ekmeğine yağ sürer, aşk ve sevgi der kinini kusar...yani söz cambazlığı ve söz dümbelekliği ile göz boyar, asıl amacını gizliden empoze eder, hedef şaşırtır ve bir görüşe veya birilerine hizmet eder...

Kısaca yazıda anlatılmak istenen, her güzeli melek, her sakallıyı hacı, her amcayı da babacan sanmayın...Size sunulan yazılı veya görsel anlatımları, aklın süzgecinden geçirip öyle hazmedin. Düşünüp, ne demek istenildi? diyerekten muhasebesini yapın... Allanmış pullanmış sözlerin üzerindeki boyayı kazıyın ve altını görün... Saygılarımla.

22-05-2012

29 Mayıs 2012 3-4 dakika 35 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    Okuyan, düşünen ve anlayan herkese teşekkür ederim...ÖF

  • 12 yıl önce

    Deneme yazısını beğenen okuma sevdalılarına teşekkür ederim...ÖF