Spor
Spor konusunu tekrar işlemeye karar verdim ve naçizane şunları yazmaya çalıştım: Sporu herkes sever de kimse yapmaz ülkemizde. Zor gelir çünkü bana da geldiği gibi.
Ablamla bazen yürümek için yürürüz. O koşuyu da seviyor. Doksan yaşında koşan insanlar var yabancı ülkelerde. Elden ayaktan kesilmeden minik yürüyüşleri hayatımıza sokmayı düşünmeliyiz. Her yaşa uygun bir spor zannediyorum yürüyüşler. Spordan sonra yorulmak şöyle dursun bomba gibi oluyorsunuz. Çarklar işliyor, endorfin salgılanıyor, mutlu oluyorsunuz bu yüzden. Ama aşırıya da kaçmamak lazım... Yürüyüşe gittiğimiz statta güzel havalarda çok sayıda insanla spor keyfini paylaşıyorduk. Ayrıca kağnı hızında yürüyen bir amca da olurdu orada çoğu zaman. Üzülürdük onun için doğal olarak... Diyet yapılan dönemlerde sporu es geçmemeliyiz. Daha sağlıklı ve hızlı kilo veriliyor. Kaslar erimemiş oluyor, yağlar kaybediliyor. Ama türkiyede amatör spor oldukça geri, yaygın değil... Bu aralar masa tenisi oynamayı planlıyoruz arkadaşlarla. Çok sevdiğim bir spor masa tenisi, izlemesi de keyifli. Ortaokul ve lise dönemlerimi anımsatıyor bana. Spor olarak bilardo da çok yaygın ülkemizde. Yine lise dönemimde denediğim, arkadaşlarla vakit geçirdiğimiz bir hobiydi. Zeka ve yetenek karışımı eski bir spor. Futbol kadınlara çok yakışmıyor. Masa tenisi olabilir ama halter gibi güç gerektiren erkeksi sporları yakıştıramıyorum. Hakeza boksu da.
Yürüyüş yapmanın sayısız faydaları var. Ama ülkemizde bunu yaygınlaştırmak için neler yapabiliriz? Bu konuda devletin şapkasını önüne koyup düşünmesi bu konuda da gerekli diye düşünüyorum. Daha kaliteli bir yaşam elde etmiş olacağız o vakit. İnsanların da daha mutlu olacağını düşünüyorum.
6.12.2012