Suç Makinesi
Saçı uzun aklı kısadır,sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmemek gibi birçok atasözlerinin anlamı onları küçümsemektir ve dün gibi hatırlıyorum ilkokul kitaplarında vardı bu ve buna benzer nice atasözleri,deyimler.Henüz cinsel kimliğinin farkına varmamış,o yaşlarda, çocukların bilinçaltına işliyor bu gibi sözler.Erkek çocukları güç gösterisi yapmaya başlarken,kız çocukları yaratılış gereği utanıyor,ezilmişliğini kabul edermişcesine erkeğin her konuda üstünlüğünü düşünmeye başlıyor.
Anne, aynı zamanda çocuğun ilk öğretmeni,ilk hocası,ilk doktoru,ilk psikoloğudur.Hem hiçbir şey bilmediklerini iddia ediyoruz hem çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmesini istiyoruz.
Evet onları çok gördük...Konuşmalarını giyimlerini ,güzelliklerini,yeteneklerini hiç çekemedik yıllardır.Onları hep kusursuz gördük aslında,kadın yanlış yapmaz,öyle oturmaz,o araca binmez,öyle giyinmez,onların yaşam biçimlerine de karıştık,bu tezatlığı içimizden atamadık gitti.Bir yandan hep suçlu gözüyle bakılmak diger yandan kusursuz olmalarını beklemek diğer yandan onların aklı ermez deyip egomuzu tahmin etmek...
Onları insan gözüyle bile görmemişiz;cinsel bir obje,ticari bir ürün,bazen de kumpas kurmaya yarayan araç..Gazetelerin,dergilerin,bazı internet sitelerinde boy boy yarı çıplak resimlerinin konulup altında çeşitli firmaların reklam yarışında olduklarına da aşinayız.Ama sorsan hepsi kadın yanlısıdır başlarlar,kadınları ezdirmeyiz onların hakklarını her şartlarda savunacağız diye edebiyat nidalarını atmaya.
Böyle söylediğim zaman bazı erkek arkadaşlarım kızıyor bana ama olsun,biz erkekler eğitime muhtaç insanlarıyız.Doğuyoruz bir süre annemiz besliyor eğitiyor;okula başlıyoruz tanıştıklarımız öğretmenlerimiz hayatımıza yön veriyor sonra askerlikte komutanlarımız,evlenince eşimiz,bu kişinin etkisi altındayız yani.
Toplumsal kanayan bir yaramız,kadın cinayetleri belki bu yazıyı yazarken sizler okurken bir kadın hayatını kaybediyor ne yazıkki.Her gün akşam haberlerinden eksik olmuyor hiç,hepimizin şapkamızı önüne koyup düşünme zamanımız,çözüm bulmak zorundayız.
Her şey eğitimle başlar ve ömür boyu devam eder.
En ilginç yanı da,en sevdikleri tarafından hayatlarına son verilmesi.Dedim ya bu kadın erkek ilişkisi baştan sona tezatlıklarla dolu,yaklaşım olarak.Hem çiceğim,gülüm,meleğim de hem katili ol biranda,akıl alacak gibi değil.
Evet,onlar suç makinesi(!)
Hocam, şöyle bir geriye dönüp bakın lütfen, bizler: "Kızını dövmeyen, dizini döver". "kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin", "Acemi oğlan işini uçkuru düşük kadından öğrenir", "Ağustostan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez" gibi gibi atasözleri ve deyişlerle büyümüş toplumuz... Bilinç altında bunlarla büyüyen, büyürken de anasının horgörülüşüne şahit olan nesilleriz. Buna bir de erkek egemenliğe hitap eden ve nedenleri, niçinlerine bakılmadan namus ve benzeri konuları ekleyin sonra bir de erkeklik gururunu, ayrıca ekonomik ve sosyo-kültürel şartları da ekleyin ve tekrar düşünün sonra. Bir de Mustafa kemal Atatürk'ün başlattığı kadınlar hakları ve eğitimi sürecinin olmadığını düşünün... Haa unutmadan adaletteki vahim durumu da eklememiz lazım. Tecavüzcüye kravat taktı diye iyi halden ceza indirimi verilen (şaka değil bu gerçek), şiddet, işkence ve tecavüz eden, kendisini pazarlayan kocasını öldüren kadına ağır cezalar verirken erkek sizi şöyşe alalım efendim muamelesi yapılrsa arkası gelmez bu katliamların, kıyımların... Yanisi, bizim gibi toplumlarda kadın olmak çok zor... Ama yine de eğitimden önce esas çözümün annelerde olduğunu, annelerin erkek çocuklarına kadına saygı ve sevgiyi öğretmesinde, bu yönde nasihatlarde bulunmasında görüyorum. Umarım hiç yaşanmaz bu kıyımlar... Saygılarımla...