Sudan Düşler

Siz hiç yağmur duasına çıktınız mı?

Bir ortaçağ âdetidir
Kırsal bir temennidir, yağmur duası...

Çöpü çatılmış bezden bebek
Ardında bir çocuk sürüsü
Ezber bozan sudan bir dua!

Uyandı. Gözkapaklarını istila eden fil ordusu geri çekilince kalktı yatağından. Son zamanlarda sese duyarlı olan beyinciği, duymuş olacaktı ki şimşeklerin öfke dolu sesini, iki saatlik uykusu bedenine fazla gelmiş gibi karıştı yeni güne.

Bilen bilir; ?Yağmur, gökyüzünün yeryüzüne sevdasını ifade şeklidir!'
Bu nedenle mis gibi hayat kokar su damlacıkları toprağın yüreğine düşünce. Masum bir dokunuştur bu, tıpkı yavrusunu kesesinde saklayan bir kangurunun şefkati gibi...
Ve toprak da aynı sahiplenmişlikle kucaklar yağmuru, sinesinde saklar. Karışırlar birbirlerine, bir olurlar. Onların valsi öyle tutkuludur ki; filiz verir, çiçek açar, renkleri olur yaşamın.
İhtiras, kıskanç bulutların işidir. Bu yüzden gürler öfkeyle, yağmurla toprak birleşince. O, bağırdıkça daha çok sarılır yağmur toprağa, toprak yağmura.

Yağmurdan sonra güneş açıyorsa biliniz ki; mutlu bir hikayedir bu. Güneş, gülümseyişinden doğar bu iki deli aşığın ve gökyüzü o kadar mutludur ki kâinata renklerini armağan eder. İşte böyle sarar başımızı gökkuşağı!

?Mahallenin çocukları bu gece uyumamış anlaşılan.' dedi kendi kendine.
Kim çıkmıştı yağmur duasına, neden çıkmıştı bilinmezdi ama ne iyi etmişti! İçindeki çocuk gülümsememişti nicedir, yoksa o muydu aşk dilenen gökyüzünden?
Ne ise ne! Penceresini açtı, birkaç damla uçuştu yüzüne, mis gibi hayat koktu, yaşadığını hissetti!

15 Ekim 2012 1-2 dakika 13 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar