Sulu Çorba
Adamın biri şöyle demiş kendi kendine;
Uzun çok uzun bir yazıya başlamanın bu kadar çok zor olacağını bilseydim, tüm zekamı kullanarak bir keriz gibi oturup yazmazdım. Burda; yukarda dikkatimi çekti; bu kadar sözcükleri ve kullanıdığım çok sözcüğü. Bu sözcükler " Miktar Tanımlaması mıdır"?
Kahve içmem ve kek yemem gerekirse irademe hakim olamayıp hem içiyor hem de yiyorum ve bundan da hoşnutluk duyuyorum. Huy denen insana bağlı gerçek. Kurumasını çok istediğim halde boyuna yeşerir boyuna tomurcuklanır ve baharda beyaz bembeyaz çağla ağaçlarının elmaların eriklerin leylakların çiçeklendiği gibi de benim de kalbimi çiçeklendirdiği yetmiyormuş, üstüne Urfa'lıdan künefe de yedirtitirir. Bilmem anlatabiliyorum. İnsan oğlu bu. Açlık ve sefalet çekmediği sürece midesini düşünür sonra da başka duygulara mahmur mahmur dalar çevresi arsız ağaçlarıyla çevrilmiş bir kapalı gölün durgun suyuna baka baka Hülya'lara doğru yol alır.
Ne var bunda demeyin de şimdi biz hepimiz Millet olarak Ulus olarak midemize pek düşkünüzdür.
Yani bu güne kadar görülmemiştir; bir tas çorbayla iki ekmek göçürttüğümüz. Yoksul ve perişan
ülkeler ne yapsın? Somalilinin hakkı değil midir sardunya kokulu masalarda oturupta yemek yemesi?
Bizim Corc Clooney tutmuş babasıyla Sudan'daki açlığa sefalete dikkat çekmiş. Bu Amerikalı artizlere hayranım. Biz her ne kadar Somali'ye yardıma koşsakta bizim Artiz takımı pek sevmez
koşmasını. Hem ne diye koşsunlar canım. Minübüs denen araçları varken özel korumaları özel
şoförleri ve o minibüslerde her türlü lüksle yaşarlarken.
Tarkan diye biri var mesela. TRT'nin bir yılbaşı programında avucuna trilyonlar saydığı da; o sayılan
parayı Amerikalı Artizlerden biri alsa hemen Sudan'a Hindistan'a koşar o paranın bir kuruşunu harcamadan bağışlardı.
Ee elin Artizdi Hristiyanlığı yaymaya uğraşırken bizim Artizler bırakın Müslümanlığı yaymasını, esrar eroin kokain viegra aleminde günlerini gün ederlerken, işe bakın ki; Corc Clooney babasıyla tutuklanır ve kefaletle serbest kaldıklarında televizyon kanallarına şu iletiyi söyler; biz Sudan için
amacımıza ulaştık. Dünya'ya duyurduk der de, bizim Artiz takımını emniyet serbest bırakır hadiyin
sizler bu Ulus'un Medar'ı iftarı olmakla kalmayıp önemli imzalar atıp ayrıyetten övünç kaynağımızsınız derler. Napsın Artizlerimiz elbette hem Miamilerde Partilere talip olurlar hem de Mülk sahibi.
Gençler bunlara alkış tutar. Acaba gençlere çok fazla ekmek yedirip tas tas çorba mı içirtiyoruz?
Uzun çok uzun bir yazıya başlamanın bu kadar çok zor olacağını bilseydim, tüm zekamı kullanarak bir keriz gibi oturup yazmazdım. Burda; yukarda dikkatimi çekti; bu kadar sözcükleri ve kullanıdığım çok sözcüğü. Bu sözcükler " Miktar Tanımlaması mıdır"?
Kahve içmem ve kek yemem gerekirse irademe hakim olamayıp hem içiyor hem de yiyorum ve bundan da hoşnutluk duyuyorum. Huy denen insana bağlı gerçek. Kurumasını çok istediğim halde boyuna yeşerir boyuna tomurcuklanır ve baharda beyaz bembeyaz çağla ağaçlarının elmaların eriklerin leylakların çiçeklendiği gibi de benim de kalbimi çiçeklendirdiği yetmiyormuş, üstüne Urfa'lıdan künefe de yedirtitirir. Bilmem anlatabiliyorum. İnsan oğlu bu. Açlık ve sefalet çekmediği sürece midesini düşünür sonra da başka duygulara mahmur mahmur dalar çevresi arsız ağaçlarıyla çevrilmiş bir kapalı gölün durgun suyuna baka baka Hülya'lara doğru yol alır.
Ne var bunda demeyin de şimdi biz hepimiz Millet olarak Ulus olarak midemize pek düşkünüzdür.
Yani bu güne kadar görülmemiştir; bir tas çorbayla iki ekmek göçürttüğümüz. Yoksul ve perişan
ülkeler ne yapsın? Somalilinin hakkı değil midir sardunya kokulu masalarda oturupta yemek yemesi?
Bizim Corc Clooney tutmuş babasıyla Sudan'daki açlığa sefalete dikkat çekmiş. Bu Amerikalı artizlere hayranım. Biz her ne kadar Somali'ye yardıma koşsakta bizim Artiz takımı pek sevmez
koşmasını. Hem ne diye koşsunlar canım. Minübüs denen araçları varken özel korumaları özel
şoförleri ve o minibüslerde her türlü lüksle yaşarlarken.
Tarkan diye biri var mesela. TRT'nin bir yılbaşı programında avucuna trilyonlar saydığı da; o sayılan
parayı Amerikalı Artizlerden biri alsa hemen Sudan'a Hindistan'a koşar o paranın bir kuruşunu harcamadan bağışlardı.
Ee elin Artizdi Hristiyanlığı yaymaya uğraşırken bizim Artizler bırakın Müslümanlığı yaymasını, esrar eroin kokain viegra aleminde günlerini gün ederlerken, işe bakın ki; Corc Clooney babasıyla tutuklanır ve kefaletle serbest kaldıklarında televizyon kanallarına şu iletiyi söyler; biz Sudan için
amacımıza ulaştık. Dünya'ya duyurduk der de, bizim Artiz takımını emniyet serbest bırakır hadiyin
sizler bu Ulus'un Medar'ı iftarı olmakla kalmayıp önemli imzalar atıp ayrıyetten övünç kaynağımızsınız derler. Napsın Artizlerimiz elbette hem Miamilerde Partilere talip olurlar hem de Mülk sahibi.
Gençler bunlara alkış tutar. Acaba gençlere çok fazla ekmek yedirip tas tas çorba mı içirtiyoruz?
🙂🙂🙂🙂SANMAM🙂🙂🙂🙂🙂👍