Sus
"Konuşmayı öğrenmek sadece iki yıl sürerken, sessiz kalabilmeyi öğrenmek 60 yıl alır".Ernest Hemingway
Bu güzel sözün üstüne söylenecek söz yok ama susmak,söylendiği kadar kolay değil,hepimizin iyi bildiği fakat uygulamakta özürlü olduğumuz konulardandır diyebilirim.Bizler susmayı bir güçsüzlük,suçluluk ve aptallık olarak düşünüyoruz,karşı tarafa cevap vermediğimizde kendimizi ezik hissediyoruz ancak konuşunca da kavgaların fişeğini tetiklemiş oluyoruz.Kimsenin kimseye saygısının olmadığı,herkesin her şeyi bildiği,herkesin her konuda haklı olduğu,kimsenin kimseye tahammülü kalmadığı bir devrin çarkları arasındayız.
Eğer susmayı başarabilirsek;kavgaların ve tartışmaların ölüm fermanlarını vermiş,dünyada barışı sağlamak için temeller atmış oluruz.Boşanmalar azalır.Yanlış anlaşılmaların ve önyargıların önüne geçilmiş olur.Hem kendimizi hem de karşımızdakini analiz ederek zayıf ve güçlü yanlarımızı keşfetme imkanı buluruz.Sabretmesini öğretip kalp kırıklıklarını önlemiş oluruz.Ayrılıklara ve hayal kırıklığına bir set çekmiş oluruz.İletişim kazalarını önleyip birbirlerimizi daha iyi tanımış ve sorunlarımıza çözüm üretmiş oluruz.
Komşumuzda bir yangın var diyelim;hepimiz yangına su taşımak yerine odun taşımayız,taşırsak ne olur,yangın büyür tüm mahalleyi sarar,önüne geçilemez hal alır,can ve mal kayıpları artar.Yangına körükle gitmek deyimi bu durumu çok iyi özetlemektedir.
Doğru düşünüp düşüncelerini açık ve net olarak en etkili şekilde söyleyebilenler,susmasını bilenlerdir.
Hayattan dersler çıkartıp bu dersleri hayatında uygulayabilenler,susmasını bilenlerdir.
jest ve mimikleriyle karşısındakini incitmeden cevap vermek isteyenler,susmasını bilenlerdir.
Söz gümüş ise sükut altındır.