Suskun Kral
Karanlık bir oda gibidir hayat. Açsan ışığı geçecek tüm korkuların. Bazen bulamazsın duvarda düğmeyi, bazen de açmaya mecalin yoktur direk girersin karanlığa. Hayat karanlık, bu şüphesiz elbet. Ama sen sanki, savaş sonrası yorgun bir devlet. Aydınlatmak, ayağa kalmak bizim elimiz de tabi.....
Ama o kadar çok darbe yiyor ki insan, kalkamaz hale geliyor. Bir de hep üst üste geliyor geldiği zaman. Sonra kabuğuna çekiliyor bir kaplumbağa gibi. Dışarıda aydınlık ve yüzünü merak eden insanlar da var elbet. Seni aydınlığa götürecek. Ama olmuyor ki istemiyor insan. Yediği onca darbe, boşlukta kalmış hissi ve yalnızlığın sunduğu krallık. Biraz bencilce olacak ama sahte kalabalıktan yalnızlık güzel olacak. Sonra her şeye rağmen hiçbir şey demeden susmayı öğreneceksin. Gelecek hepsi üst üste gırtlağına kadar, nefes bile alamayacak hale geleceğiz. Bu kadar derdini unutmak isteyip, sığınacak yerde arayacak. Ama o sığındığın yer, yaşadıklarını bile bile, sana yaşatılanları görmeden, daha acılarını yaşatacak. Sonra daha çok çekileceksin kabuğuna. Daha çok susacaksın, ağlamayı unutup yüzünü dökeceksin avuçlarına. Ruhsuz bir beden olacaksın adeta. Sonra şarkılar yalnız bırakmayacak seni. Onlar da daha çok gömecek karanlığa. Hani demiştim ya yalnızlığın sunduğu krallık? evet kral olacaksın
ama suskun bir kral. İşte hayata dair tek şey nefes alıp verişlerin olacak, öyle anlayacaksın yaşadığını.
Her darbeyi unutacaksın belki, ama zor zamanında sığındığın yerlerden, yediklerini asla. Şefkat beklediğin, sevgi beklediğin yerler den. Bunlar asla unutulmaz. Düşene tekme vuranlar unutulmaz.
Evet suskun kral sonra ne mi olacak ?
- Ben de bilmiyorum ...
Susmak güzeldir aslında. Bazen içindeki sesi duymak için seslerden uzaklaşmak gerekir, buna insanın kendi sesi de dahil.
İnsan dediğimiz acıyla büyüyor hüzünle olgunlaşıyor
Yaşam gerçeğini güzel aktaran bir yazıydı, Kaleminize sağlık
değerli yorumunuz için teşekkür ederim