Tabu Totem Ve Put 13

Yeni ilişkiye göre serbest kalması gereken köleleri siz çeşitli nedenlerle, sadaka niyetine, kefaret, adak niyetine, evlat edinme niyetine, başınızın gözünüzün beladan uzak durması gibi halkçı söylemlerle yapıyordunuz.

Böylece halkçı yapının ısıtılaraktan alıştırılması sağlanıyordu. Yani köleleri açıktan, doğrudan azade edemiyorsanız; kusur ve kabahat işleyenlerin, günah kefaretinden yararlanırdınız. Sadaka fikrinden yararlanırdınız.
Örneğin; 100 tane köle bağışlatarak suç işlemiş kişinin iç daralmasından kaynaklı huzurunu sağlayabilirdiniz. Ya da kölesi olmayan muktedir bir günahkâr, en az 1 köle satın alıp, köleyi serbest bırakarak erinç duygusuna kapılırdı.

Bu bir kazançtı. Ama asıl kazancınız; halkın nazarında kölenin de serbest kılınabileceği fikrinin işlenmesidir. Bir tutumu, halkın anlayışları içine bir sevap erdemi olaraktan sokabilmenizdir. Artık köle azadı, sanki toplumsal işleyiş değilmiş de, halk içinde sosyal tutumun sevaptan yapılan, merhametlilik erdemi olmuştur!

Görüyorsunuz toplumsal bir değişme, halka ancak; halkın bir anlaması olan inanç sembolleri üzerinde yansıtılabilirdi. İnsanlığın binlerce yıldır başardığı da bu idi. Bir tutum, yaygınlığından ötürü puttu uygulamaya dönüşürken, o uygulamanın değişmesinden ötürü de, eski puttu algı; yeni puttu sembol bir algı ile yıkılaraktan, ancak halka yansıtılıyordu.

Yani tabu ve totem, insanlık âlemi genelliğinde böylesi yol ve yöntemi ile yararlı bir bağıntı anlatım ve anlamadırlar. Put tanımı totem ve tabunun ikisinin kaynaşık biçimini de içerir. Ama put kavramı biraz daha özel anlatımların konusu da olmaktadır.

Put tanımlaması eskiyi kaldırırken, totem ve tabunun tekil kaynaşık halinin reddidirler. Söz gelimi halkın: ?biz atalarımızı bu yol üzerine bulduk' puttu demelerini; dinler: ?ya atalarınız yanlış yolda iseler' diyerek yıkarlar. Hemen arkasında da: ?dosdoğru yol' diyerek ataları İbrahim'in Hanif dini yolu üzerine eksen eşerek yeniyi bu yol üzerinde olumla tarak, halka benimsetme yoluna giderler.

Ama yeniyi ortaya atarken kendi tabu ve totem yüzünü, ikili belirme ile hemen gösterirler. İşte put böylesi bir mücadele yöntem şeklidir. Yeni olanı, tabu ve totem olaraktan ikamenin yöntemidir. Eski olanı ve tedavülde kalkacak olanı da, put sövmesi ile karanlıklaştırarak, kaldırıp dışlar olmanın kullanımdı ikili bir yöntem tutumudur.

Puttu tutumlarla; kaldırıp, dışlamanın ve yerine ikamenin tepkisini şöyle belirlerler. Eski olanı, hiçbir ilişkisi kalmadığı için ya tümden reddeder; ya da eskinin revizyonu yaparaktan, etrafına yeni nicelemelerle sarılımlar biriktirirler.

İşte put, bu reddedilen ve revize edilen kısmın tanımlı lığıdırlar. Yeni olan ikameler de hem tekrar eski atalar eksenine bağıtlanarak, dosdoğru yol olarak, yeni konumlanışıyla halka seslenir. Hem de bu yeni tutumlar, geleceğin, gelecekte reddedilecek olan değişmeye direnen putudurlar. Put bir yüzü ile geçmiş zamanın ölü ruhu, bir yüzü ile zamanın ruhu, diğer yüzü ile geleceğin halk içi uygulamalı, kesikli sürekliliğidir. Sonuçta inançtı, halkçı bir kavramdır. Toplumun putu yoktur.

Toplumun dinamikleri farklı değişmenin zorunluluğudur. Put bir yönü ile halkın değişme dinamiğidir. Halkı aidiyet ilişkisi ile davrandırır. Halkı eski aidiyetinden yeni puttu anlamalarla koparır. Halkı geleceğin tutumu içinde yeni değişmelere karşı tutucu bağnaz yapan bir aktif ve reaktif anlama kavramdır.

Kişi kendi sanı kanı duygu ve düşüncelerini dıştaki bir sanal noktaya alıp burayla söyleşmişti. Bu dış nokta, sosyal etnik yapının ve sonrada toplumun ve toplum yapının gücü olaraktan denetilme ve otoritenin merkezi olmuştu. Başlarda saray yönetimi ve tapınak yönetimi diye totem nokta ikiye çatlamanın (plüralizmin) belli belirsiz olan ilk ikizleşmedi otorite oluşmasını başlamıştı.

Başlangıcın güç merkezi olan bu sosyal cazibe (çekim) alanı, somut bir simge olan totem alanla belirlemişlerdi. Simge somut, ama cazibenin odağı yine sanaldı. Tek tanrılı dinler toplumun bu alan içinde az az ayrılan yapısı ile sosyal yapıyı düzenleyen totem anlamadan kısmen ayrılışmıştı. Totem, deneyin ve kanunların yaratıcısı olan tanrı olmuştu.

Totemin toplumu düzenleyemez olma gücü sezilmişti. Totem gerçekliği kişileri kontrol etmeye sonsuzca devam edebilirdi. Tek Tanrılı dinler sanal noktanın somut simgesini, kaldırmıştılar. Aslında bu kaldırılan, totem güç; totemin, toplumu denetleyen gücüydü. Sembolde simge kalkmış, simge de odaklanan sanal güç merkezi de, tekrardan kişilerin içine (özeline) alınmıştı.

Bu içti alan, kişi ile Tanrı'nın, söyletilen aidiyet kontrol otorite noktası olmuştu. Dıştaki yansıyan mana güç, kişinin içinde yine kişi içindeki nokta olan Tanrı'ya yoğunlaşmıştı. Bu yoğunlaşma kişinin dışına taşan bir kapsama duygu seline dönüşüp, kişi yaşamını; anlamlı, anlaşılır, kılıyordu.

27.12.2010

19 Ocak 2011 4-5 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Put, somut sembolden totem soyut söylemlerle daima dinamiğini koruyacak mana tanrıya geçiş süreci, sonuçta kişilerin yaşamı anlamlandırma, anlaşılır kılma ihtiyacını sağlayarak şimdilik bilinmeyenlere cevaplar sunarak toplumsal huzur(kişiden yansıyan ) oluşturmakta. Geçmişin bigi ve inanç birikiminden kopmadan ki bağımlı yeniyi eklemleyerek çağına uygun dönüşümler sağlanmakta. Gelecek daima bu çağına uygun geleceğine ket vurucu güç odaklı tabu totem ilişkilerinin kişileşmiş ve bilgi ve birikimle güçlenen soyut put(asla yok edilemez, çünkü var olmamış somutluk iddiası taşır) kavramlarıyla yüzleşmek zorundadır.

    Teşekkürler Hocam.

    Sevgi ve saygımla...