Tabulaşmış Sapkınlıklar

Lekum dinikum veliye din
(senin dinin sana benim dinim bana)

İnsanı hayvandan ayıran en önemli özellik akıl ve vicdandır. Din, vicdanda yer alması gereken kutsal bir kavram olmasına rağmen; aksini savunanlar dini, kar-zarar işletmesi haline getirdi. Din dersi zorunluluğu (dayatması) bundandır.

Senin dinine inananlar vardır, inanmayanlar vardır.
Mesele dini korumak değildir, dinin korunmaya ihtiyacı yoktur, herkesin inancı yüreğindedir. Din meyve değil ki dalından koparıp atsınlar. Bir insanın imanına neden iman edilir, din birinin beyni ile düşünmek midir? Birinin beyniyle düşünmek, ona secde etmek anlamına gelmez mi? Allah'a yakın olmak için ille de birisine neden ihtiyaç duyulur? Ya da İslamiyet Allah'ın koruması altındayken bunu bile bile neden birileri hala peygamber kesilir?

Okuyup araştırsınlar...
İnancın kötü kullanılması dinlerin suçu mu, suiistimal insanların suçu değil mi?
Zarar veren dinin kendisi değil, dini uygularken yapılan hatalardır.
Din adına islenmiş o kadar fazla savaş, cinayet, haksızlık var ki, insanlığa çok zarar veren hastalıklardan bile daha fazla olduğu bir gerçek.

Dört kitapta da kulların birbirini öldürmeleri emredilmiş olamaz. 'Senden olmayanı yok say, kendine çevir, çevrilmiyorsa katlet' Var mı böyle bir şey. Yaratanı bu kadar dar kalıplara nasıl sokabiliyorlar?
Tabiidir ki böyle inanılırsa, din zararlıdır diyenler olacaktır. Dürüst yani gerçek insana, dinin faydası olur zararı olmaz.
Tarih boyu ahlak ve vicdanın üstün geldiği her türlü anlayış kaldırılıp, yerine hak ve hürriyetleri elinden alınmış, baskıcı ve totaliter rejim altında ezilen bir toplum yaratmak için uğraşanlar oldu. Sonunda mutlaka cezalarını çektiler.

Hiç kimsenin, neden inanıyorsun diye sormaya hakkı olmadığı gibi, neden inanmıyorsun demeye de hakkı yoktur. Her koyun kendi bacağından asılacaktır neticede.
İslam'da zorlama olmadığı, hoşgörü olduğu halde, yıllarca insanlar kendi ülkesinde, huzurla yaşayamadı. Çünkü din adına diyerek, tekbir getirerek insanları kurbanlık koyun gibi keserken, domuz gibi avlarken, derslerini bağnazdan yozdan yobazdan almışlardı.
İlahiyat profesörü yerine, okuma yazmadan habersiz kendine imam süsü verenin, hacının, hocanın mollanın sözlerini dinleyen cahillerin oluşturduğu dinin, herkese zararı olacaktır haliyle. İnanmayan varsa Pakistan'a veya Türkiye'ye baksın.

Dinin kimseye zararı asla olmaz , ama rant elde etmeye çalışan din tüccarlarının yani dincilerin verdiği vahim zararlar vardır.
Eğer dünya ve ülke düzeninde din adına herhangi bir olumsuzluk yaşanıyorsa,
insanlar eziliyor,
horlanıyor,
oruca, namaza, duaya zorlanıyorsa,
katlediliyorsa
arkasında para olduğu içindir.

Din amaç olmaktan çıkıp araç olarak kullanılmaktadır.
Ahlak ve erdem kurallarından habersizsen, toplumu bir arada tutmak için uğraşmıyorsan, zihinlere iyi ve kötü kavramlarını yerleştirmeye çalışmıyorsan, insan haklarına saygı göstermiyorsan, toplum düzenini sağlayacak bir adım dahi atmıyorsan, sen dinini, inanç değil, sadece araç (kişisel çıkar) olarak kullanıyorsun demektir.
Tarih boyunca insanların beyinleri yıkandı, aldatıldı, kışkırtıldı, farklı dinlerin farklı toplumları birbirini suçladı, birbirine zarar verdi. O kadar çok savaşlar yaşandı ki;
--Müslümanlar- Hıristiyanları,
--Hıristiyanlar -Yahudileri,
--Hindular- Müslümanları suçladı.
--Yetmedi aynı dinin farklı patronları mezhepler, tarikatlar oluşturarak dindaşları kapıştırdılar.
Savaşların hepsinin temelinde çıkar yatıyordu. Oysa zarar veren, dinin kendisi değil, dini sahiplenip kendi düdüğünü öttürenlerdi.
--Hıristiyanlarda Katolik-Protestan,
--İslamda Alevi-Sünni
olduğu gibi uzak doğu dinlerinde benzer çatışmaların olduğunu duyuyoruz. Bu durumda insanlık için olmazsa olmaz denilen dinlerin verdiği zarar, sağladığı yarardan çok oluyor.

Dinin özde zararı olmamasına rağmen, uygulayıcı olarak kendisini lanse edenlerin yanlışları veya kötü emelleri sonucu, zaman içinde özünden saptırılan, din kurumları, insanları birbirine düşürür mutsuz eder hale gelebilmektedir.
Düşünmeyi, din öğretisine akılla sahip olmayı, dayatmalardan, doğmalardan kurtulmayı ret eden eğilimin olması durumunda böylesi açmazlar daha kolay ortaya çıkıyor. Dine sokulan sapkın unsurlar Tabu olabiliyor , dinin asıl olan güzel öğretilerini lekeliyor veya yerini alıyor.
Dinin derinine inen bilginler bile, gerçeğe ulaştıklarında bu tabulaşmış sapkınlıklara dokunamıyor, değil dokunmak sözünü bile edemiyor.
Çünkü din tanrıdan alınmış, sapıkların denetimine girmiştir artık.

Dünyada en fakir kişiler Müslümanlar, anarşinin, kargaşanın, ahlaksızlığın en yaygın olduğu ülkeler Müslüman ülkeleri.
Dinle yatıp kalkan, dini en çok dile getiren de İslam ülkeleri.
Burada bir yanlış yok mu şimdi. Hem de çok büyük bir yanlış.
Oysa İslam dininin doğuşundaki koşullara, yayılışına, ana amacına bakıldığında; 'olamaz, böylesi mümkün değil, bu zillet İslama layık olamaz' demek geliyor insanın içinden.

Müslüman kardeşliğinden dem vurarak, kardeş kardeşi beceriyor.
Bunca mezhep, bunca tarikat niye?
Bunca terör niye?
Herkes Müslüman doğar da, gavur lafı niye.
Her aksilikte başkaları (İsrail ?Batı) suçlanıyor. Kendimize neden bakmayız. Neden başkalarını işimize karıştırırız.
Zorla İslamlaştırmak mıdır amaç, yoksa zorla Araplaştırmak mı, yoksa zorla anasını bellemek mi insanların?

Din; eğer senden olmayanı yok say, dayatmalarla zorlamalarla; vurmayla, kırmayla kabul ettir, mutlaka herkesi kendine benzet diyorsa, tanrının dini değildir artık, tüccarın metası olmuştur.

Saygılar
Müsadenizle

20 Eylül 2011 4-5 dakika 58 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (5)
  • 13 yıl önce

    İslamiyetin özünü anlamak..Sürüden ayrı durup hakikati araştırmaya, okumaya, kulaktan dolmamaya çabalamak.

    Zira İslamiyet'te ruhban sınıfı yok.

    Velhasıl, Elhamdülillah müslümanım.

    Öyleyse ne ırklarla, ne diğer dinlerle ne de insanlarla kavgam var..Lakin gerçeği saptıranlara karşı durmak, rüzgara karşı durmak anlamında olsa bile bu ruhumun borcudur.

    Müsade Hanım mükemmel bir konu ve irdeleyiş harika. Düşünsel olarak çoğalmak dileklerimle.

  • 13 yıl önce

    Ne çok yakınma var dinlerden. İncil yeniden yazıldı. Kuran kendini koruyacak sert kurallar koyduğu için kimse dokunamıyor. Din araştırmacılarının genel kanısı : -- Kuran gökten indi -- Yaşam kurallarını tanımlamıştır -- Dünyadaki herkes Müslüman olmalıdır. (Müslüman olmayan kabul edilmemektedir.) gibi ısrarlar yüzünden İslam toplumları hep acı çekiyor. Çağı yakalayamıyor.
    Konu saygı ve iyi niyet çerçevesinde işlenmelidir. Bu da benim görüşüm.

  • 13 yıl önce

    ''Tabulaşmış Sapkınlıklar'' yazımın güne gelmesinde emeği geçen site yetkililerine ve okuyup yorumlayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, hep var olun. Sevgiler, saygılar...

  • 13 yıl önce

    Sevgili müsade din adına yazılmış bu denemeniz muhteşemdi... Evet etrafta o kadar çok elçiler kesildi ki neredeyse önüne gelen ben peygamberim diyebilecek kadar çoklar canım, benim de buna benzer konuları içeren ''Şah Mat''isimli bir şiirim var değindim içerik ayniydi... Bir kez daha tebrikler canım emeğine yüreğine sağlık teşekkürlerim sonsuz sevgimle...👍👍👍👑

  • 13 yıl önce

    Din dersi zorlamasına en büyük cevabı Kur'an-ı Kerim kendisi veriyor''Dinde zorlama yoktur''diyerek. Bildiğiniz gibi intihar bugün tek tanrılı din olarak kabul edilen her üç dinde de yasaktır, lakin üstüne o bombayı bağlayıp da insanların arasına dalanlar ve onları öldürenler, eğer böylelikle cennete gideceklerini zannediyorlarsa büyük bir yanılgı ve gaflet içindedirler. Müslüman ülkelerin hepsi bugün geri bırakılmış durumda. Eğer Kur'an ve Sünetten ayrılıp da, sapkın bazı şeyleri millete din diye yutturmaya kalkarlarsa olacağı budur. Sizin de bildiğiniz gibi ''Alak'' suresinde ki o ilk ayet ''OKU'' devamında da''Yaratan Rabbinin adı ile oku''diye devam eder, ama siz bunu sadece Kur'an için anlarsanız, işte burada büyük problemler başlıyor demektir. Bu aynı zamanda başka kitapları da oku, Kur'an ı öne alarak, hayatı da oku manalarının çıkarılması lazım gelen bir durumdur. Kutluyorum güzel yazınızı Müsade hanım, böyle yazılara her zaman ihtiyaç var...