Tam Bağımlı Engelliler 3 Aralık Sizin Gününüz

Yılın parsellenmiş günlerinin bende alerjiye sebep olup, yazı ile hapşırdığım günlerden biri ''DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ''

Dünyalık engellisi biri olarak bu günü kutsamak gibi derdim yok. Sanıldığının aksine bugün; ayakları, gözleri, kulakları, dili olmayanların günü değil, tam aksine ''Tam bağımlı engelliler'' in günü. BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ ..!

Nasıl mı?
Hapşırayım!

SİZ AYAKLARI OLAN ENGELLİLER;

Kaç kez ayakları olmayan birisine (siz onlara sakat, engelli diyorsunuz) baktığınız da ''Çok şükür ayaklarım'' var! Diyerek; acıma dolu gözlerle o insana bakıp ''bende var sende yok'' hissini o insanın yüreğine kazıdınız? Ayakları olmasa da o 'engelsiz yürüyenler' bakışlarınızın ayak seslerini hep duyarlar!

Ayaklarınızı ayakkabılara prangaladığınız için ahh... Sizin bağımlı engelinizi nasıl da görürler... Çıplak ayakla toprağın bağrında, yağmurun ıslaklığın da, karlı çimenlerde... Ayakkabısız tek adım dahi yürümediğinizi, iki ayakla insanlığın ucundan kıyısından hiç geçmediğinizi, insanlığa, insanlığınıza, bedeninizin anavatanı ruhunuza, aslında hiç yürümediğinizi nasıl da anlarlar. Ayaklarınızın yere basıyor olması, iki ayağınızın olması, yürüdüğünüz yolların ayak seslerini duymadıktan sonra... Ruhunuzun o yüce bilgeliğinde ki mütevaziliğin steplerinde yalın ayak koşturmadıktan sonra... Ruhunda ''İnsanlığın'' o ilk basamağına adım atmadıktan sonra... Nasıl anlatabilirim ki..! Bir merdiven olmalı insan; ondan çıkılmalı bütün merdivenlere diye... İlk adımı atamadıktan sonra... Merdivenlerin olması, ayaklarınızın olması neye yarar?

Siz 'ayaklarına bağımlı engelliler' değil misiniz? BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..!

SİZ GÖZLERİ OLAN ENGELLİLER;

Kaç kez gözleri olmayan (siz onlara kör diyorsunuz) birine baktığınız da ''Çok şükür gözlerim'' var! Diyerek; körlüğünüze şükranlarınızı sundunuz? Gözleri olmasa da o 'engelsiz görenler' kör bakışlarınızın rengini hep görürler!

Aydınlığın içinde gözlerinize taktığınız körebe bandını ahh... Sizin bakar körlüğünüzden nasıl da sobelerler... Siyahın içinde tüm renklerin gökyüzünü göremediğiniz için sizin bağımlı engelinizi nasıl da hissederler... Sımsıkı insanlığa kapatıp; duyarsızlığa dört açtığınız göremeyen gözleriniz... Sarı rengi bilir misiniz siz? Hüzün rengidir hani; görebilenler için. Hani sonbaharda yeryüzüne sararmış bir elbise gibi giydirilen, yeryüzünün melankolik rengi. Ah bu biçare çabam... Gözleri olan bir köre nasıl anlatabilirim ki sarı rengi? Sizin gözleriniz doğaya çevrili değil ki, nasıl anlatayım sarı renkten süzülen sonbaharın hüznünü. Daha somut bir şeyler bulayım. Hani şu yerlerde '' sarı çizgiler'' var ya ; baktığınız da bakar körlüğünüze şükrettiğiniz o gözleri olmayanlar için yapılan, sadece onların gördükleri hani... Sizin körebe bandınızın kalınlığından dolayı göremeyip; arabalarınızı hep o çizgilerin üzerine park ettiğiniz! Şimdi sarı rengi biraz görebildiniz mi? Tüm renklere bakıyor olmanız neye yarar 'sarı'yı görmedikten sonra... İnsanı, insanlığı ''görmeye ayarlı'' olmadıktan sonra... Gözlerinizin olması neye yarar?

Siz 'gözlerine bağımlı engelliler' değil misiniz? BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..!

SİZ KULAKLARI OLAN ENGELLİLER;

Kaç kez kulakları olmayan (siz onlara sağır diyorsunuz) birinin sessizliğine baktığınızda ''çok şükür kulaklarım'' var! Diyerek; geçirgen kulaklarınızın kuru gürültüsüne teşekkür ettiniz? Kulakları olmasa da o 'kulaksız duyanlar' sağır edici gürültünüzü hep duyarlar!

Kulaklarınızı sükunete kapatıp gürültüye açtığınız için ahh... Sizin bağımlı sağırlığınızı nasıl da duyarlar... Sessizliğin sesine kulaklarınızı açtınız mı hiç? Dinlediniz mi o kutlu yalınlığı? Çirkinliğin gürültüsünden pas tutmuş kulakları nasıl yıkayabilirim ki sükunet bestesiyle? Tüm gürültüleri kulaklarından geçirip çığlıkları duymadıktan sonra... Savaş annelerinin, savaş çocuklarının feryatlarını geçirmedikten sonra... Tüm çirkinlikleri geçirip güzellikleri süzdükten sonra... Sağır dediklerinizi duyamadıktan sonra... Kulaklarınızın olması neye yarar?

Siz 'kulaklarına bağımlı engelliler' değil misiniz? BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..!

SİZ DİLİ OLAN ENGELLİLER;

Kaç kez dili olmayan (siz onlara dilsiz diyorsunuz) birine baktığınız da ''çok şükür dilim'' var! Diyerek; harflerin dizin halinde döküldüğü anlamsızlıktan ibaret mekanizmanıza şükrettiniz? Dili olmasa da o 'sözsüz konuşanlar' göstergeleri kırık mekanizmanızın tik tak larını hep görürler!

Her kelimeyi yüzünüzün alaca renksizliğine boyadığınız için ahh... Sizin bağımlı dilsizliğinizi nasıl da görürler... Kelimelerin de canlı olduğunu, bakış açıları olduğunu konuştunuz mu hiç? Aslında hiç konuşamadığınızı düşündünüz mü? Yüreğinizin rengine boyamadığınız her kelimenin katili olduğunuzu fark ettiniz mi? Sessizliğin ne olduğunu sorsam mesela, sadece ''susarak'' işte sessizlik bu! Diye cevap verebilecek kadar 'hal dili'nden haberli misiniz? Ne kadar çok kelimeleriniz var konuşamadığınız ve ne kadar da çok kelimelerin üzerini eziyorsunuz dilinizle. İnsanlığın dilini duyumsamadıktan sonra dilinizin damağında; bildiğiniz tüm diller 'yabancı' sayılmaz mı? Yürüyüşünüzle, yüzünüzün rengiyle, kalbinizle, zarifliğinizle, gözlerinizle konuşamadıktan sonra... Dilinizin olması neye yarar?

Siz, 'diline bağımlı engelliler' değil misiniz? BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..!

SİZ ZİHNİ OLAN ENGELLİLER;

Kaç kez zihninin bağlarından arınmış (siz onlara zihinsel engelli diyorsunuz) birini gördüğünüzde''çok şükür zihnim'' var! Diyerek; duyu izlenimleri tarafından istilaya uğramış sihirbazınız için alkış tuttunuz? Zihin sizin kudretli sihirbazınız; an be an size gösteriler sunan. O arınmışlarla aranızdaki mesafeyi ölçebilir mi sihirbazınız?

Zihniniz 'hiçliğin' empatisini yapabilir mi?

Engeliniz buna engel olur; boşluk doldurmacayı seven, hiçliğin karşıtlığını varlık zanneden sihirbazınıza ne kadar da yabancıdır hiçlik!
Zihinsel engelli dediğiniz o arınmışlar var ya onların 'kalbi zihinleri' sizin sihirbazınızın ölçemediği mesafeyi, kuş bakışı seyredenlerdir... Onlar sizin ulaşamayacağınız bambaşka bir alemde süzülürler. Kalbi zihinleri, insanın saflığı o kadar berraktır ki, şiddet içerikli bir fotoğraf, savaş fotoğrafları, ya da ağlayan birini gördüklerinde güçlerinin yettiğince nasıl çığlıklar attıklarına, gözlerini nasıl sımsıkı kapattıklarına tanıklık etti mi yüce sihirbazınız?

(Onlar konuşamazlar kaldırın bu resimleri diyemezler, kolları o fotoğraflara ulaşamaz, tek bağlantıları gözleridir.46 rakamını bilir zihniniz; hani bazen hakaret için (aptalın yerine) kullandığınız. Down sendromlu birinin kromozom sayısı 47 dir; sizden bir sayı daha fazla, eh kullanmaya devam edersiniz belki)

Kriz anlarında, yanlarında sevgiyle sarılacak biri olduğunda nasıl teskin olduklarını duyumsayabilir mi zihniniz?
Sihirbazınızı sahneden indirip, yerine yüreğinizi koyamadıktan sonra... Zihninizin olması neye yarar?

Siz,' zihnine bağımlı engelliler' değil misiniz? BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..

TAM BAĞIMLI ENGELLİLER BUGÜN SİZİN GÜNÜNÜZ..

Gününüzü istediğiniz gibi kutlayıp kutsayabilirsiniz gün sizin gününüz..

BİR GÜN BİR ALERJİ BİR HAPŞIRIK.

30.11.2014

30 Kasım 2014 7-8 dakika 11 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Sağlıklı olan bizlerin engellileri anlaması gerçekten çok zor onların halleriyle hallenmedikten sonra. Ne kadar şükür etsek Rabbimize azdır. Toplum olarak onların hayatlarını kolaylaştıracak davranışlarda bulunmak hem devletin görevi hem de biz normal vatandaşların vicdani görevi olmalı. Manidar bir yazı böyle yerinde konularda ki yazılar her zaman takdire şayandır kutlamak lazım Kübra hanımı...👍

  • Yüreğimi baştan sona yarıp geçen bir konudur.Ruhu resmedebilecek bir iletişim aracımız yok maalesef.Engellerimiz; bizim engellerimizdir onlara engel olan.Yüreğinize sağlık Ahmet Bey.