Tasavvurlarımda Kalan Dostluk

Dost,mahzun yüzümdeki, gözlerimden dökülen yaş
Bir poyraz gibi esip gürleyerek, dilimden savrulan söz...
Dost, ardında olmalı; bir çınar bir koruyucu melek gibi. Düşmeden ikaz etmeli, yolunu kaybetmeden sana yolunu belli etmelidir.
Bazen önünde durmalı, duvar gibi; ama yüreği ipekböceğinden dokunmuş bir kumaş gibi tiril tiril , gövdesi çelikten yapılmış bir kapı gibi olmalı...
Yanlışında doğrun; doğrunda doruğun olmalı...
Şemsken Mevlana, Mevlanayken Şems olmalı. Dost meclisinde en ulvi köşeye oturtmalı seni.
Yitip giden değerlerin, bize bizimle yabancılaşan tahayyüllerin, tasavvurlarda kalan böyle mis kokulu dostlukları bulmak mı zor, görmek mi?
Dostluğa kaim olmuş, gönülden hissetmelerin, yokluğuyla bedbinliğe düşmeyip, varlığıyla sermest olmuş yüreklerin bir köşesinde vuku bulmak kaç tane dosta nasip olmuştur?
Şu köhne acunda vardır belki böyle dostluklar. Birbirlerine kalplerini dönmüş,meftun olmuş, içlerinde saklı kalmış latif şeyleri dışarı çıkarmaya çalışan, güzelliğine bir katre daha güzellik katmaya çalışan insanlar olmalı... Olmak zorunda...
Şu geçen baharlarda, burnuna gelen kokuları şu lalezarlardan, papatyalardan mı sanırsın? Bu kalplerin birbirine aksinden gelir bu koku...
Koklamak, duymak, görmek gerek bu kokuyu.
Hepsinden ehemmiyetlisi yaşamak gerek. Çıkar ilişkileri etrafında gelişen ?'arkadaş''lıklara inat, yüceltmeli dostluğu. Ezip layık olduğu yere indirmeli, arkadaşlık diye tabir edilen, sahte dostlukları.
Yaşayalım,
Bir dostun kalp atışlarında
Yaşayalım,
Dostun sözlerinin manasının altında
Haykıralım,
Medeniyet nidaları altında, ?'dostum'' diye, buralarda pinhan kalmış bu maddeden öte manaları aşikar edelim...

28 Haziran 2009 1-2 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar