Tatlı Rüyalar
Ben vazgeçmek zorunda olduğum zamanlarda ağlarım. Vazgeçmekten vazgeçmişken, ansızın gitmek zorunda olduğuma, terk edilmişliğime, terk etmişliğime, çaresizce çok sevmişliğime ağlarım. 'Gözlerindeki o bir damla yaşa bile kıyamam' demedin ki hiç sen bana. Kıydın, bana kıydın, yüreğime kıydın. Şimdi gözyaşlarım akıyorlarsa bil ki bu senin için, sana biriktirdiğim son gözyaşlarım... Sen gittin ya hani, bir daha olmayacaksın, bir daha gelmeyeceksin, aslında hiç sevmedin ya; ben de benden gidiyorum sevgilim. Sensiz kendimi gönül haneme bile alamam. Ben de benden gidiyorum. Ben benden gittikçe, satırlar ve sen benden uzaklaştıkça, yeni bir ben doğacak bundan sonra. Ben de yeniden seveceğim, şimdi korkuyorum ama benim de yüreğimdeki yaralarımı saracak biri olacak. Sonsuz ?Gitme'ler biriktirmiştim bu aşka. Kimse seni böyle, bu kadar çok, böylesine candan sevemeyecek. Bana bir can borçlusun. Ömrümden bin ömür götürdün, bana bir can borçlusun. Yeni bir şarkı dinledim, gözyaşlarım hazırlandılar, tutamadım, bir bir düştüler gözlerimden yüreğime... Senin bana söylediğin şarkıları eskiten bir şarkı dinledim az önce, bir başkası dinlememi istedi.
Evet, bir başkası! Senden sonra bir başkası... Söylediğin şarkıları dinlediğimde yürek telim titrerdi. Bu kez bir başkası bambaşka bir şarkıyla çıktı da yoluma, yüreğim bana mısın demedi. Gözlerim konuştu sadece, yağmur olup yağdılar... Sen hayatımın en büyük yarasısın. Aşka inancımı öldürmüş, beni öldürmüş, yaşanacak olan bizi öldürmüş bir vefasızsın. Gözlerimden yüreğime kadar zincirleme kaza oldu.
Sümüklü bir âşığım işte şimdi. Burnum da akmaya başladı. Ben, yorulduğum zaman ağlarım, biliyor musun? Sanki bin yaşındayım. Hiç bu kadar yorulduğumu, hiç bu kadar yıprandığımı hatırlamıyorum. Bu aşkın türküsünü yazarken, yüreğime inceden seni dokundururken, ne büyük heyecanlarım vardı. Sen bizi öldürdün. Bir katilsin sen. Bir katilden farkın yok senin! Benim sana bahşettiğim bu aşk dolu dünyayı elinin tersiyle itip, başka bir gönlün kahvesinde mi molanı vereceksin? Zarardayım, ziyandayım...
Bir gün olsun pişmanlık duymadan, pişman olmadan seni bekledim. Duvarların dili olsa da konuşsalar.
Onlar anlatsalar, her gece bu aşkın ateşiyle yüreğimi gözyaşlarımla nasıl da suladığımı, onlar anlatsalar, belki o zaman anlarsın.
Hiç başlamayan hikâyemiz sona erdi mi sevgilim? Sevgilim, sevgilim; ah benim her şeyim...
Yürekli bir sevdalıydım ben, ben hep sana geldim. Der ki yazar; 'Bir kadın susarak gider'
Öylece, kendi içinde bütün hayal kırıklıklarını valizine katarak, gider. Susarak gidemem ben.
Yüreğimdeki nağmeleri dökmezsem satırlarıma, gözyaşlarım yüreğimden taşar, etrafı sel basar, boğulurum, nefessiz kalırım, biterim.
Hoş, şimdi de yaşıyor sayılmam. Ama bana iyi bak sevgilim, iyi bak güldüğün bu zavallı hâlime...
Bir gün biri saracak yaralarımı. Bir gün biri anlayacak aşkın kıymet bilinen yanını. O zaman şarkılar değil, yürekler konuşacak. Ne zaman unutmaya meyilli olsam, ağlarım. Ben aslında içimdeki sen'e ihanet etmekten korkuyorum. Onu öyle çok büyüttüm ki yıllarca, filizlenmişti, suladım, baktım, emek verdim, öyle kolay değil; içimdeki sen'leri atıp, 'Bitti' demek, ben sen değilim.
Şıpsevdi yazar, hoşça kal diler. Hoşluklarım sana birikti. Senden sonra hoş kalamam ben...
Ama sen hoşça kal sevgili, vakit geldi. Kadehim; benden giden ben için olsun. Yarın sabah yeni bir ben doğacak yepyeni dünyamda. Sensiz, gözyaşlarını bir daha akıtmayacak olan, yepyeni şarkılar ezberleyecek biri... Bir gün ben de mutlu olacağım, bunu böyle bil. İhbar etmeyeceğim seni polise, öldürdüğün biz için müebbet yemene izin veremem. Para cezasına bile çarptırılmazsın, ömrün biter. O kadar değerliydik ki biz, nasıl bu hâle geldik, bilmem...
Bitti mi? O hâlde kendimden gidiyorum ben, kendimde kalırsam; sana hep geleceğim. Kendimden çıktım, ufuklara doğru yol alıyorum ben, tatlı rüyalar sevgilim, ölüm bile güzel kokuyor sevince...