Tek gecelik aşkınla büyüdüm...

Uçurumun kenarındaymışcasına bir heyecan yaşıyorum.Ellerim ilk defa bu kadar emanet duruyor bedenimde..Demek ki mutlulukta ürpertirmiş insanı.Nasıl mutlu olmam ki zaten en işvelisi kadınların bedenime değdiğinde...İdamlık mahkumun kabullenişiyle teslim olmuşken dilberim, nasıl hakim olurum yüreğime.Nasıl durdurabilirim bedenimdeki bu ikinci titreyişi...

Aklımı aldın ey güzeller güzeli..Anladım işvenin, cilvenin en güzeli saklıymış yüzündeki çizgilerde.Olgunluk ve mutluluğu getiren yorgunluk yoğurmuş bedenini ve vücut bulmuş tarifsiz bir dolgunluk her kıvrımında gövdenin.

Öpülesi teninin her köşesi ipeksi, saçlarının herbir teli alev alev..Yüzünde tattığın nice duyguların ciddiyeti, vücudunun herbir kıvrılışında ise yirmili yaşlarını yaşatamamanın verdiği asabiyet.Yine de nasıl gidip gelebilir bunca tecrübenin yorduğu bir beden böyle delicesine, sarıldığı bedenle bir olmadan ve bir an bile durmadan.

Güllere nispet bir koku hakim her yerine, buram buram kokarken bu vücut teşvik ediyor insanı zorbalığa serseriliğe.Güzelliğe güzellik katan bir inşa..Ne müthiş lutfedilmiş, nede güzel koyuverilmiş bu yapıya kubbeler..Çok ziyaretçisi olmuş belli gül pembesi, menekşe kadifesi kapısından..Ama o sımksıkı sarıldı bana hiçbirini hatırlamadan, yaşıma bile bakmayıp aklına dahi takmadan..

Başını göğsüme dayamış uyurken şimdi.Hala nefes nefeseyiz ikimizde..Yüzünde günahsız bir sabinin masumiyeti, bende ise anlamsız bir ifade.Uyanmasını bekliyorum sabırsızlık içinde arzuyla doluyum, taşmaktayım; herbir parçamla dimdik ayaktayım.

O yoruldukça kendimde güç buluyorum..Sırılsıklam olmuşken vücudum, en küçük parçalarıyla ruhumun tekrar tekrar düşlerine dalıyorum, damla damla akıyorum derinliklerine..Ve mutluluğa şahit gamzelerinde boğuyorum kendimi....