Tek Gerçek Sevgilim'e (Mektup)

Yine Bir Ses Çağırıyor Uzaklardan...

Bu hayattan senden önce gitmeyeceğim. Bir kez daha söz veriyorum sana. Ama sözümü tutamazsam da affet olur mu? Ve ruhumla yanında olacağımı unutma. Sakın ola ki hayatı bırakma. Eğer sözümü tutamazsam bu hayatı benim yerime de yaşa olur mu? Sakın ama sakın... Senin mutlu olmandan başka hiçbir şey istemiyorum bu hayattan. Ben olmazsam bile güleceksin, gülmelisin. Ben seni hep izleyeceğim. Eğer tutamazsam sözümü Aşıklar Tepesi'nde, Kepez'de, Radar'da, Kordon'da, Yeni Kordon'da, İskender'de, evde, İzmit'te, seninle yan yana olduğumuz her yerde ruhumdan esintiler olacak ve ben seni hep Yeni Kordon'da o sabahladığımız yerde bekleyeceğim, oraya her gelişinde seni izleyecek, saçlarını okşayacağım. Esen rüzgârın dudaklarına her değişinde anla ki ben dokunuyor olacağım.

En yüce sevgiyi sende tattım. Kimse senin gibi sevmedi beni. Kimse, hem de hiç kimse... Beni bırakma diyen hiç bir can sen gibi değildi. Sen gibi sıcak, sen gibi titrek, ürkek... Hepsi gitti çünkü kimse sen gibi değildi, sen gibi sevmedi. Hiç kimse bana sakın benden önce ölme demedi. Korkmadı. Kimse benim için korkmadı. Hatta yakama yapışan Azrail'in duyulan sesine inanmadı kimse... Dostlarım bile... Senden başka kimse... Sezer'im, annem, kızım ve senden başka kimse...

Biliyorum, şimdi çok kızıyorsun bana, niye doktora gitmiyorum diye. Ama biliyorsun artık nefret ediyorum hastanelerden, hep aynı senaryoyu görmekten, oynamaktan. Biliyorsun nefesim yettiği kadar direnmeyi seçiyorum hep. Yanındaki direnişlerim gibi. Ölüme rest çekiyorum artık, anlasın, sensiz gitmeyeceğim hiç bir yere. Ama biliyorum ki ben ne kadar anlatsam da o ne kadar anlasa da hastaneye gitsem de gitmesem de bir gün gelecek ve beni alıp gidecek. Muhtemel o anlardan birindeyim Azrail'i kovmak üzereyim... Ama ola ki beceremezsem...

Uzaklardan sesler duyuyorum yine, yine titriyor ellerim, bedenim. Kızıyorsun bana şimdi. Neden odamda değilim? Çünkü penceresiz bir odanın karanlığında öyle bunalıyorum ki... Nefes yok... Hep kullanılmış nefesler... Bunalıyorum... Hayatla bağım kalmıyor sanki ve daha çok duyuyorum o uzaklardaki sesi.

Şimdi her şeyden ve herkesten önce üç kişi var aklımda beynime şimşekler gibi çakılan, şakaklarımı sızlatan. Annem Sezer'im ve sen... Ben gidersem eğer, tutamazsam sözümü bırakma yaşamı ne olur? Onlar da, sen de önce Allah'a sonra sana emanetsiniz her zaman. Yaşayamadıklarımı yaşamalısınız, gülemediklerime gülmeli... Ben çok severim gülümsemeyi bilirsin. Ve senin gülme(ler)ini çok severim. Gülünce gözlerindeki yıldızları severim. Ben gidersem benim için daha çok parlasın o yıldızlar. Benim için gülmelisin.

Nefesimdeki kesiklikten, dişlerimdeki sızlayıştan bacaklarımdaki titremeye kadar her çırpınışta sana tek haykırışımdır: Ben varmışım gibi yaşa... Unut diyemem ki unutamazsın... Sil diyemem ki, silemezsin... Bir gün herkes unutur beni de bir sen yaşarsın içinde bir Sezer'im, geçen her saniyede. O yüzden yaşa ben varmışım gibi sarıl hayata. Hatta sev, evlen, çocuğun olsun... Benim için yapabileceğin en güzel şey bu.

Yıldızların göz kırpışında, denizin dalgasında, mavinin her tonunda, yağmurun her yağışında ben olacağım... Senin çevrende hep bir "Mavi Melek" olacak eğer hak ettiyse melekliği. Hak etmediyse bile yalvarıyor Yaradan'a. Her kır çiçeğinde açmak için... Her ağlayan geline damla, her kardelene ışık olmak için... Her zaman seninle olmak için

Şimdi uyuyorsun sen tüm masumluğun yüzüne vurmuş yine, görüyor gibiyim. Uzanıyor ellerim saçlarına, yanaklarını öpüyor gibiyim... İyi geceler tek gerçek sevgilim... Titriyor ellerim...

Gidersem Affet! ...

Ve... Benim için sarıl hayata...

Sevgilerin en yücesi... Benim için gülümse dünyaya...


Hoşça kal

RYK@2008 / İzmit
03:03 // 07.10.2008

04 Eylül 2009 3-4 dakika 14 denemesi var.
Yorumlar (3)
  • 15 yıl önce

    tüylerim diken diken oldu okurken.

    gerçek mi yoksa hayal mi?

    her ne olursa olsun duyguyu çok iyi aktarmışsınız.

  • 15 yıl önce

    Eylül Bahar, Yazıdaki isim,yer,mekan ve olayların tamamı gerçektir. Duyguyu yoğun kalp rahatsızlıkları geçirdiğim dönemde ve bunalımlı bir ortamda ele aldım. O dönem erkek arkadaşım olan,sevgisi ve şevkati beni kaybettiğinde nasıl büyük bir öfkeye dönüştüyse ondan kat kat daha büyük bir ölçüdeydi,hissetmemek elde değildi. O yüzdendir ki "Tek Gerçek Sevgilim" derdim. Vaktiyle "Tek Gerçek Sevgilim" sözünü iki kardeşin yemini gibi algılarken ben,altında inanılmaz bir aşkın varlığından bihaberdim oysa... Benim geçmişte duyduğum abi sevgisinin zamanla kayboluşuyla,aslında onda var olduğunu sandığım kardeş sevgisinin özünde bir sevgili aşkı olduğunu seneler sonra öğrenebildim. Bunu anladığımda ve sevgili olduğumuzda yani ona değer verdiğimden bunu yürekten istediğimde uzun bir kalp rahatsızlığı dönemi içindeydim. Onun beni kaybetme korkusunu ise iliklerime kadar hissetmekteydim ve bana bir şey olduğunda intihara kadar gidebileceğini biliyordum. Tarafıma duyulan böylesi sevgilerin sonucunda gelen intiharlar da oldu kaç kez... O yüzden ciddi bir krizin etkisine girdiğimde, onu yaşama tutundursun istediğimden böyle bir veda mektubu yazmak istedim. "Sevgili gibi sevemediğimden ayıldık"

  • 14 yıl önce

    yaşama sevincinden ziyade bir umutsuzluk söz konusu denemenizde...hayat herşeye rağman yaşamaya değer.....size yaşamın güzelliğini içeren bir vecize ve bir fıkra anlatayım..belki hayata bakış açınız değişir.. 1:)ölüm bir adım ötede değil,aldığın her nefesinde... 2:)azrail karamsar değildir karşında,bir ceylan olur bekler seni pınar başında.

    vaktiyle bir filozofa sormuşlar...ne düşünüyorsun diye...sanmışlarki geleceğe yönelik icadı var yine...ama aldıkları cvp şaşırtmış onları..demiş ölümü..peki buldun mu bari çaresini...yok demiş düşünemiyorum bile..neden demişler..çünkü insan düşündüğü kadar yaşar demiş.....ben her nedense br türlü beynimle ölümü düşünemiyorum.onun içinde bulamadım..demiş..

    yani insan kafasında ne düşünürse öyle yaşar...bu denemeniz biraz üzdü beni...syg..