Teog
Biz askerin devleti yönettiği dönemin çocuklarıydık. Darbe yıllarında insanlar sadece yaşamak, ezilmemek ve saygı görmek istiyordu.Yaşamak için doktor, ezilmemek için avukat, saygı görmek için öğretmen olunması gerektiğini bildiğini sanan bir nesildik. Oğlum yedi yaşında okul çağına gelmişti. Okul bahçesine vardığımızda kalabalık bir insan topluluğu her iki kişinin elinde en iyi doktor, avukat olacak çocuğu biz dünyaya getirdik der gibi gururla sağa sola tebessüm ediyorlardı. Herkes birbirinin çocuğunu şöyle bir baştan aşağı süzüp bunun ki olmaz bizimki olur diye diğer çocukları eleyip içlerini ferahlatıyorlardı. Sıra geldi kulaktan kulağa yayılan okuldaki doktor, avukat ve öğretmen yarattığına inanılan öğretmenin sınıfına çocukları ne yapıp edip yerleştirmeye. Aileler öğretmenleri iyiden kötüye doğru çoktan sıralamışlardı bile. Bahçede sıralamayı bilmeyen yoktu. İki saat sonra sınıf kuraları çekilecekti. Okulun bahçesi bir tiyatro sahnesi gibiydi. Kurnazlar ve saflar bir tiyatro oyunu oynuyor herşeyi bilen öğretmenler olup biteni üzüntüyle izliyorlardı. Kurnazlar kura öncesi bir siyasetçi veya hatırlı bir bürokrat ile baskı yada maddi gücü ile okula katkı yaparak okul yönetiminden iyi öğretmen için rezervasyonlarını çoktan yaptırmışlardı. Saflar ise bahçede gezen sıralamada üstte olan öğretmenlerin önünden çocuklarının elinden çekiştirerek anlamsızca geçişler yaparak içten gülücükler atıyor aynı zamanda müdür, müdür yardımcısının odasında birşeyler oluyormu diye tedbiri de elden bırakmıyorlardı. Sıralamada altta kalan öğretmen ise okul karşısında çay ocağında çay içiyordu. Yanına ne gelen nede giden vardı. Oda bu tiyatronun bitmesini kısmetine düşen safların çocuklarını alıp işine başlamayı bekliyordu. Müdür merdivenin başına dikelip bütün veliler toplansın deyince doktor, avukat adaylarını kapan veliler merdivenin dibine birikti. Müdür hak, adaletten bahsedip öğretmen seçim kurası için bodrum kattaki spor salonuna davet etti. Müdür bir konuşma yaptı bu çocuklar bizim geleceğimiz onlar geleceğin doktoru, avukatı, memuru, marangozu, işçisi esnafı olacak deyince kimse doktor ve avukattan sonra söylediklerini üzerine alınmadı. Belkide sizin çocuğunuz doktor avukat olmaz dese salonda kimse kalmayacaktı. Derken kura çekimine geçildi. Salonun arka tarafında ve yan taraflarda sessizce bekleyen kurnazlar, heyecan içindeki safların çocuklarının hangi öğretmene düşeceğini izliyorlardı. Rezervasyon yapılan öğretmenin ismi daha az okunuyordu çünkü kalan boşluk kadar çok az safın çocuğu o öğretmenin öğrencisi olma şansına kavuşacaktı. Sıralamada en iyi denen öğretmen sol görüşlü biriydi. İnsanların durumu çok çelişkiliydi. Bahçedeki insanların genel görünümü gerçek hayatlarında selam bile vermedikleri solcu komünist tehlikeli diye uzak duran ailelerin, çocuklarının eğitimi söz konusu olunca bunların hiç bir önemi yok gibiydi.
Kura sonucu iyi öğretmende yer bulamayan veliler okulun başladığı gün çocuklarının geleceğinin bittiğine inanıp hayal kırıklığı içinde evlerine döndüler. Kurnazların sınıfında çocuklarına yer bulamayan veliler çocuklarının doktor avukat öğretmen olma hayallerini okulda bırakıp okulla irtibatlarını yavaş yavaş kesmeye başladılar. Kurnaz sınıf veli toplantıları full katılımlı olurken diğer sınıfların veli toplantıları çok az sayıda veli ile yapılıyordu. Başarı için öğretmen öğrenci ve aile üçgeni kurnazların sınıfında hiç bozulmaz ken diğer sınıflarda velilerin okulla ilgi ve alakalarını kesmeleri sonucu bütün yük öğretmene bırakılmıştı. Kötü Öğretmen damgası vurulan öğretmen her şeye rağmen velilerin okulla irtibatını tekrar sağlama çabası ve çocukları ile ilgilenme çağrıları çok az karşılık bulunca öğretmenin moral ve motivasyonu da düşüyordu. İkinci kademe ortaokula gelindiğinde de değişen bir durum yoktu. Sınıf öğretmenleri gitmiş yerlerine her dersin ayrı branş öğretmenleri gelmişti. Branş öğretmenlerinden bir tanesi de sınıf öğretmeni olarak görevlendirilmişti. Ortaokulda iyi öğretmen kötü öğretmen ayrı mı okul aile birliğini oluşturan kurnazlar sınıfı velileri tarafından çoktan yapılmıştı. Kurnazlar sınıfı velilerinin siyasi, bürokratik ve maddi gücü arkasına alarak diğer velilerinden okuldan ayağını kesmesi boşluğundan yararlanıp kendi sınıflarına belirledikleri öğretmenin derse girmelerini sağlamaları hiç zor olmamıştı. Bazen istedikleri öğretmen olmaması halinde bu güç öğretmenleri okuldan göndertip yerine başka bir öğretmen bile getirebilmekteydi. Geleceğin sporcularını ortaya çıkarmak için görevlendirilen beden eğitimi öğretmenleri ve dersi , geleceğin müzik ve ses sanatçılarını ortaya çıkarmak için görevlendirilen müzik dersi öğretmeni ve dersi, geleceğin teknik elemanlarını ortaya çıkarmak için görevlendirilen teknoloji tasarım öğretmeni ve dersi devletin liseye yerleştirme TEOG sınav sistemin de yer vermemesi nedeniyle bu dersler önemsiz algısı yaratılmış ve bu derslere giren öğretmenler veliler tarafından çocuklarının başarısı karşısında bir engel olarak görülüp bu derlerde bile TEOG dersleri verilmesi için öğretmenler baskı altına alınmışlardır. Bu ders öğretmenleri çaresiz hedef olmaktansa madem benden istenen bu deyip en yüksek notları vermek zorunda kalmışlardı. Bu TEOG sistemi idari, askeri, bilim adamı, mühendis, sağlıkçı ve öğretmen yetiştiren bir sistemdir. Her alanda çağdaş ve güçlü bir ülke olmak için yönetici, fikir adamı, sağlıkçı ve bilim adamından çok sanatçı, sporcu, üretici ve uygulayıcı nitelikli bir insan gücünede ihtiyacımız vardır. Bu sistemin geri bildirimini geçen yıl üniversiteyi bitiren genç girişimcilere verilen destek kredisinde gördük. Girişimci gençlerin krediyi yüzde sekseni program yazılım için isterken sadece yüzde yirmisi bir üretim yapmak için müracaatta bulunmuşlardır. Sonunda TEOG sınavı bitti aynı okulun beş sınıfından kurnazların sınıfı Türkiye ve okul ortalamasının çok üzerindeyken diğer sınıflar ortalama ve ortalamanın altında kalmışlardır. Başarısızlığın sorumlusu veliye göre öğretmen oysaki asıl sorumluluk sistem, okulun yönetim, işleyişine müdaheleler, denetimi yapamayan devlet ve bilgisiz, ön yargılı ve bencil velilerdir. Bu hastalıklı zihniyetin iyi sınıf yapma hastalığı lisedede devam etmekteydi. Sırf bu yüzden çok iyi puanla fen anadolu liselerinden mezun olan çocuklar aynı başarıyı lisede gösteremeyip çoğu heba olmaktaydı.
Bu sistem çocuklarımıza hayatlarında hiç lazım olmayacak bilgileri yıllarca ezberletip TEOG, YGS, LYS, KPSS sınavlarında birbirini egale etmek için kullandıktan sonra yüzde seksenini bir yıl içinde unutup gitmektedir. Onun için üniversiteyi ingilizce okuyan bir çocuk afrikadaki bir yamyam kadar ingilizce konuşamamaktadır. Onun için yüksek puanla üniversite kazanıp bitiren bir milyona yakın iktisat işletme vb. bölüm mezunu işsiz büfecilik taksicilik vb işlerde çalışarak ayakta kalmaya çalışırken on binlerce sanayici üretim elemanı teknisyen kalifiye işçi bulma güçlüğü çekmektedir. Onun için birkaç spor dalı dışında uluslararası yetişmiş sporcu ve başarımız yoktur. Onun için sanayide, savunma alanında dışarı bağımlı olduğumuzdan bağımsız bir ülke değiliz. Dalaşmaktan korkulacak bir devlet olmak için caydırıcı silahlarımız yok. Sonuç olarak çocuklarımız bizim geleceğimiz hastalıklı karakterlerimizi çocuklara aşılayıp dayatmayalım. Eğitimde fırsat eşitliği sağlayalım. Her meslek saygındır. Gerçek hayatta en saygın insan işini iyi yapan, ahlaklı, bilgili ve iyi iletişim kuran devlet ve millet sevgisi ile donatılmış milli ve manevi değerlere saygılı insandır. Zeki ve başarılı gençlerimizin tamamını sağlık, bilim, din, yönetim ve idare odaklı mesleklere yönlendirmek için Fen, anadolu ve imam hatip liselerine yönlendirmek geleceğimize konulmuş bir bombadır. Ne zamanki 17 bin teog birincisinden biri meslek liselerini tercih etmeye başladığı gün geleceğimiz için umutlanacağımız günlerin başlangıcı olacaktır. Sanayimiz, fabrikalarımız, tarım ve hayvancılığımız bu eğitim sistemi nedeniyle onlarca ülkelerden göç eden kaçak ucuz yabancı işçiler tarafından istila edilmiş köylerimizi terkeden gençlerin yerine göçmenler yerleşmeye başlamıştır. Ülkemizin üretim güce ihtiyacı yöneten güce ihtiyaçtan daha fazladır.
Bu sistem yeni işsiz mutsuz insanlar yetiştirir. Bu sistemle çağdaş ve güçlü bir ülke olamayız.