tik-tak

Tik-tak-tik-tak...derken; takkkk! dedi ve durdu saat.Saatin durmasıyla birlikte, ürktü yelkovan akrepten.Hani bitti ya bu apansız kovalamaca, o vakit akıtır mı zehrini akrep acep diye ürktü..akrep okudu bu düşünceyi yelkovanın gözlerinden.Korkmaması gerektğini dostane bir kucaklayışa sığdırmak istedi, yapamadı...
Yapamadı; çünkü tam eyleme dökecekken düşüncesini
yel gibi uzaklaşıverdi yelkovan, aralarındakı mesafe daha da artıverdi.Akrep yelkovanı zehirlemedi de, yelkovan bu hareketiyle zehirledi akrebi sanki.Tarifsiz bir üzüntünün pençesinde kıvranıp durdu akrep.Oysa farketmedi bile bu durumu ve soğuk bir bakış fırlattı akrebe...Ok misali geldi taa yüreğinden vurdu bu bakış akrebi de, acıdan kıvrılıverdi olduğu yerde.Yelkovan akrebi zehirlediğinin farkına bile varmayarak olduğu yerde huzursuzlandı.Akrep yakaladı bu huzursuzluğu ve yelkovanın onun varlığından bu derece huzursuzluk duyması bir kez daha mahvetti onu.
güçlükle doğruldu ve yine güçlükle bir adım attı yelkovana.Yelkovan yerinde bir iki kımıldandı ve korkuyla izlemeye başladı akrebi.Fakat korku dolu bakışlar az sonra şaşkınlığa bıraktı yerini..Akrep, bedenine yayılan kendi zehrininn etkisiyle olduğu yere yığılırken, şaşkınlık da yerini derin bir pişmanlığa bırakmıştı..

ZİFİRİ