Toplum 10
Sosyo toplumsa yapılar parçalı bileşenler içinde; özne organik, özne nesnel ve özne kritik değerli karşılıklı bağ ilişkileri ile göremezsek, sosyo toplumsa yapıyı anlayamayız.
Şu halde her bir kolektif yapı içinde mutlaka bir bencil özne vardır. Bencil özne de sosyo toplumların ana öğesi olan kişidir. Kişi de kritik değerler üzerinde ve kolektif alan içinde, şartlı öğrenmeli kolektif öznedir. Kişiler sosyo toplum içinde ve kritik değerler üzerinde; kişinin kendi dışındaki kişilerle ortaklaşmacıdır. Bu yapı sosyo toplumsa özneli özgecil bendir.
Kişiyi iş bölüşmeli, yardımlaşmalı yapan ve kişi-kişi arası boşluklu tanecikli alanı, kişiler arası yardımlaşmayı bindirişle yapan etki de sosyo toplumsa özneli; özgecil bendir. Kişi özne, bencildi. Oysa sosyo toplum özneli öznel oluş; özgecildir.
Özgecil yansıma, doğadaki zorunlu yansıma dışında, kişiye etki eden ikinci bir yansımaydı. Özgecilik ve özgeciliğe dek yansımalar; kişisi tınlaşım rezonansına uygun osiasyonlar vermenin senkronuydu. Dıştaki özgecil özne eş görevli kişileri kolektif alan içinde, kolektif birim zamanlı eylemleri birlikte kullanmanın eşiği içine getirir.
Özgecil özne bu tür bileşimleri veren sosyo toplumsa moleküllerdir. Özgecil dünya, anlam enerji olmakla etkiydi. Özgecil dünya dıştaki kolektif etkiyi simge ve semboller dili olan sanal enerjili bir im (iz), imge ve imajlar modülasyonları yoluyla dış etkiyi beyin düzlemli, iç dünyaya aktarılır. Beyin içine aktarılan özgecil kodlar, kas eylemli elektrik im palsa dönüşür.
Beyinin alt sapı; süreç içinde adım adım oluşan bencil özneye göre eşgüdümün, oto kontrol merkezidir. Beyin içindeki, kişiyi dışrak eylemine doğru yönelten kısım da paket programlarla oluşan duygu ve özne oluştur. Sosyo toplum özneli özgecil üst beyin de zekâ denen birçok iç ve dış yansımaları bir arada toplar.
Beyin kendisine özgü bir Planck zaman benzeri tutumla çalışır. Beyin dalgaları anlam enerjiyle kodlanmışlardır. Yansıma simgelerden oluşan pals ile (elektrik atımı ile) snaps noktalı Planck uzaklıklar içinde girişir. Beyin; kendinden dalgalı enerji ile dıştan yansıyan enerjiyi nöron birim zamanlı bir etkinliğin verilerini, enerji düzenli düzlem ilişkisine dönüştürür.
Dış dünyadan yansıma olan enerjinin, zamana bağlı, titreşme ve titreşmenin de dalga boyuna bağlı yansımanın sanal bir birim uzunluk palsını oluşmalarıyla, kesikli sürekli olan kodlar, beyin dalgaları üzerinde ışıma aktiviteli bindiriş edilirler.
Bindirişle edilen etkinlik atımları içte bencil, dışta özgecil oluşa göre iki fazlıdır. Bencillik organik yalıtıma ait bilinçlenme ile kişisi egoizmdir. Özgecilik toplum organizmalı, kolektif yalıtıma ait kolektif bilinçtir. Bencillik ve özgecilik denen iki girişme ekseni bir simetri (denge referans değeri) ortaya koyarlar.
Beyin de bu verileri bu referans değer içindeki kıyaslara tabii tutar. Kıyasa tabii olan yargıyla beyin toplacı analizini veya çözümlemesini; birleştirme ya da sentezini yapar. Kişilerdeki kolektifi sosyal oluşu veren dinamik, sosyal duygudaşlıktı.
Sosyal duygudaşlık içte bencil oluş dışta özgecil oluşa göre biçimlenen diyagramla girişir. Kişi bencil oluşla, kişisi özgecil oluşun birbirlerini tamlama yapmaları içinde iki faz ölçüşür. Ölçüşen iki fazdan oluşan oranın fark diyagramı kadarla kişi de, kişilikti.
Kişi iki faz ölçüşmesi kadar fazla olan fark kadar özgecildi. Ölçüşen ve kısa olan genetik fark kadar bencildi. Kıyas farklar, kısa elektrik atımları veya ımpuls denen elektrik enerjili atımlara göre düzeni oluşan diyagramdı.
Böylece özgecilik kişinin iç ve dış girişendi diyagramı içinde (değişim gösteren dalga fiziği etkisi ile) davranan yeni bir kolektif özneydi.
Bencil özne ile özgecil öznenin girişmesi olan bu diyagram alan; önce kolektif sosyal zekâyı, sonra özgecil sosyo-toplumsal zekâyı oluşmanın birikimine dönüşen kesikli bir süreklilikti.
Sosyo toplumsa alanın sanal simetriye bağlı büyük bir boşluklu, tanecikli yapısı vardı. Bu oluşumun sosyo toplumsa özneli bir yapısı vardı. Bu yapı sizin dışınızda olmasıyla özgecil moleküler bir yapıdır.
Sosyo toplumsa molekülerdi yapının arası; bardak, çakıl, kum, su, ispirto içereni girişmenin içinde; iç içe geçmenin boşluklu tanecikli madde karışımının içi; çakıl, kum, su, ispirto, gaz, manyetizma vs. gibi iç içe geçişen enerji tipleriyle doldurulur.
Tıpkı bu benzetim gibi sosyo toplumsa moleküler yapının içi de özne nesnel söylemin dolgu enstrümanlarıyla inançla, dini söylemle, politikayla, bilimle vs. doldurulur.
Özgecil moleküler oluşmanın diyagramı eş görevli grupları, eş güdümlü grupları, karşılıklı yüküm içinde şema tize eder. Sosyo toplumsa devimli düzey ve düzlem ilişkileri; bencil değil özgecil toplumsal devim olmanın temeliydi.
Kısacası sosyo toplumsa moleküler yapı; sanal yansımalı geçişenle bencil bileşenli bir organik yapı ile özgecil bileşenli sosyo toplumsa yapıyı verir.
Sosyal yapı bencil özneler arası sağlatmayla kolektif ve özgecil bir sosyal sağlama olmuştu. Toplumsa yapı ise sosyal sağlatma işini, üreten özgecil düzlemli işleyişe çeviren kişi özneli bir atom yapıya benzeşir.
Kişiler sağlama yapmakla nötrdü. Kişi sosyo toplumsa oluşumun çekirdeğiydi. Çekirdek dışta özgecil bir sosyo toplumsa düzen ilişkisi içindeydi. Bu ilişki ancak ve ancak birbirine göre yükümle üreten sağlatan özgecil enerji düzeniydi.
Sosyo toplumsa çekirdeğin etrafında (bencil özneli bilinç etrafında) özgecil bir kolektif enerji düzeyi vardı. Özgecil kolektif enerji düzeyi kritik değerlerin alan etkisinden oluşuyordu.
Kritik değerli, kolektif alanın enerji düzeyi kişiden, kişinin keyfinden, kişinin isteminden, kişinin bilincinden bağımsız bir etki alanlı enerji düzeyi vardı.
Kişiden ve kişinin bilincinden bağımsız bu etki alanı birbiri içine geçişen algı soyut kritik değerli diyagramla kolektif inşaydı. Şemaya göre (diyagrama göre) eylemli olan aktivite içinde de somut bir etkinlikti.
Bu inşa düzlemi içinde kişilerin birbirine göre karşılık yükümleri vardı. Bu inşa yüküm eşmeyi birbirine bağ enerjisi kıldı. Kolektif üzerinde sağlasan olmalarıydı.
Kolektif yapı üzerinde üreten ilişkilerle sağlasan olma yeni bir inşa yeni bir bilinç zekâydı. Oysa tekil düzlemli kişinin doğada çalışması yoktu. Parası yoktu. Para karşılığında kişinin emeğini satması yoktu.
Nice soyut sosyal ilişkili girişen bağıntı zamanlarından sonra kolektif bir üreten ilişki içinde üreten kolektif grup emeklerinin; gruplar arası bir değiştirme değerine kolaylaştırıcı olukla para ortaya kondu.
Üreten totem meslekli iş kolu sektörler; gruplar arası üretim hareketi içinde bir değiştirme değeri rastlaşmasına denk geldi. Özellikle de ticaret içinde bu rastlaşmayı kolayca değişme değerine dönüşmeyi ortaya koyacak bir değiştirme değerini garanti etmekle parayı buldular.
Değilse gruplar arasında karşılıklı yükümle bir değiştirme değeri üretmeden ve de mülk benim demeden ne para sahibi, ne para sahibine çalışma vardı. Üreten kolektif zenginliğe El “mülk benim” dedi. “Ben mülkümü keyfime göre dağıttım” dedi.