Tümünü Seç
Bugün dün, yarın bugün gibi oluyor gönlümde. Şu an bir türlü kavuşmuyor sahici mutluluk diliyle; çiğnediği sakızın balonu gibi patlıyor. Ben sevilmemeye ant içmiş bir yaşam treniyim; binmiyor, istikameti mutluluğa düşmüyor kimsenin beni gönlünce. Devrik devriliyorum.
Kuşları özledim. Semaya dikilen niyet tepeleri gibiydi hepsi, çıksam da yorulmazdım çocukken. Şimdi kendimde ötemiyorum, yemlerinden artıyor sabaha; gece açlığı çekiyorum diye gururdan ölüyorum.
Çok sıkıldım. Bulut mevsimi gitmiyor bedenen şifacı zamandan; saçlar aşka beyazlıyor. Bu sene de genç kalamadım kimseye.
Terliklerim paslı yolların özür dileyen simgesiyken, kendimi giydim otuz beş numara saygımla. Merhaba dedim; inceden...
Merhaba terliklerimin karşılıklı yollara basmaktan korkan ürkek gidişi; sana sitem boyalı evler emanet ediyorum. O evlerin kapısından içeri girenlerin hepsi gönlünce beni hiç hatırlamamakla sevişir.
Doğum günün kutlu olsun pembesi zincirli gençlik; renkleri ayırt edemem ben bundan sonra. Türkçede hakiki bir unutmak belirir, sanırsın KPSS’de çıkan bir paragraf sorusu; bir tek bana yarayan... Bilirsin, paragraf soruları benim en kıymetli gidişim.
Kazanacak matem döken lambalar; ışıldayacak yine o evler. Ben yokken.
İstenmediğim evlerde durmamayı ayakkabımı daha çıkarmadan öğrendim.
Telaş yaşım; beyazlıyorsun. Hani masumiyetin? Senin de yalancı bir burnun var; Pinokyo’ya takılan...
Eller, elveda. Aklım kalmadı sizde.
Güneş çoktan battı gönül evimde.
Ben kalabalıkların yalnız aşığıyım.
Kadıköy rıhtımında nefessiz bir bekleyişim.
Banktayım; görünmezim; üstüme oturmayın.
Noktası ölüm döşeğindeyken üç noktaları yaşatmak arzusunda olan bir talebeyim.
Cetvel ellerimi kovalar, vurun gitsin.
Zorda kalanın yordamında kabul asfaltıyım.
Temizlenmedim.