Türkiye Toplumsal Yapısı Ve Rehabilitasyon Süreci
Rehabilitasyon tek taraflı olacak yani sadece bir merkeze gitmekle olacak bir şey değildir! Rehabilitasyonun asıl önemli kısmı toplum tarafından yapılmalıdır! her ne konuda olursa olsun, rehabiliteye muhtaç birey, kendini toplumun bir parçası olarak hissetmezse, yol alınamaz tedavi süreci diye bir şey olmaz! Oysa bugün bakıldığında psiko-sosyal rehabilitenin aşamalarında çözülmeler olduğunu görüyoruz, bunun nedeni, özellikle Türk toplumsal yapısının " kendisine benzemeyeni" ötekileştirme çabasıdır.
Biz kazanmak için çabalarken toplum reddederse, sağlıklı bireylerin gelişiminden bahsetmek de neredeyse imkansız olacaktır!
Toplumca kabullenilmiş olmak, sevilmek, beğenilmek, önemsenmek her bireyin doğuştan kazanarak geldiği güdülerken, siz hem rehabilite sürecinden bahsedip hem de bireyi itecek olursanız, elbette öğrenilmiş çaresizlik hikayeleriyle dolu bir topluma sahip olma durumumuz kaçınılmaz olacaktır.
Şimdi gelin, bir düşünün yolda yürürken gördüğünüz bir engelliden kaçınız yüzünü çevirdi, kaçınız ona sıcacık bir gülümseme gönderdi veya yardımcı olmak için çabaladı?
Gelin dürüst olalım, hiçbirimiz engelli olmak istemeyiz ama nedense hep onları anladığımızı, acılarını hissettiğimizi ve yardımcı olmak istediğimizi söyleriz. Yani bu iki yüzlülüğün cabasıdır! Empati yapmaktan bile aciz bir toplum ile karşı karşıyayız. Yalnızlaştırılmış,ötekileştirilmiş ve kendinden olmayanı kabullenemeyen patolojik bir sürecin içerisindeyiz.
Bugün bakıldığında 21.yüzyıl toplumsal yapısının; bilim ve teknoloji'nin süratli gelişimiyle beraber çözülmelere uğradığını bireyselleştirilmiş bir yapının içinde olduğumuzu veya söz gelimi bireyci yaklaşımı benimsemiş bir toplum olduğumuzu söylemek halen çok zor. Bireysel hak ve özgürlüğün ayrımını yapamadığımız gibi, toplumsal bilinci de yakalamış değiliz, yani ne birey olmayı başarıyoruz ne de toplumun bir parçası olmayı, toplumsallaşmayı.
Durum böyleyken aslında rehabilitasyona muhtaç olanlar ülkemizde, kalpleri tertemiz fikirleri parlak, gelişimleri değerli otizmli aspergerli down sendromlu rett sendromlu epilepsili yürüme engelli işitme engelli zihinsel engelli gençlerimiz çocuklarımız değil, sözüm ona kendisini çok normal olarak gören; eğitime ve bilinçlendirilmeye topluma kazandırılmaya muhtaç sözde bireylerdir!
Şimdi gelin kolay olanı yani ötekileştirmeyi yapmaktan vazgeçip, zor olanı yapmak için çabalayalım,
Birlik olalım! Beraber olalım! Toplum olalım! Hepimiz toplumun bir parçası ve aynı zamanda bir hayatı olan bireyler olalım!
Yeter ki engel yürekte olmasın!!!
Sondan başlarsak yazıyı irdelemeye ''Yeter ki engel yürekte olmasın'' en önemliside bu olsa gerek. Aslında hepimiz potansiyel özürlü adayıyız. Kim garanti edebilir başımıza bir trafik kazasının ya da iş kazasının gelmeyeceğini ve ömrümüzün sonuna kadar sağlıklı yaşayabileceğimizi değil mi?😙
İnsanların yaşamında makinelerin önemi arttıkça insanlarda ki duygusallık ve duygu yoğunluğuda azalıyor kanısındayım. Nerede ise esir alıyor makinalar bizi sonrada bir sürü sosyolojik ve psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor haliyle...👍
Uyarıcı ve insana bir şeyler katan böyle yazıları seviyorum ve yazanlarıda her zaman kutluyorum içtenlikle...👍
Denemeniz hakkında Ahmet Hocam ile aynı görüşleri paylaşıyorum, toplum bilinci ve toplumun sancılarını gün yüzüne seren yazılar gerçekten çok önemli, bunu kaleme alan da tabi ki, her daim başarılar ve tebrikler...