Tutku
Kaybettik azizim, çalışma, başarma, gayret etme, sevme, arzulama, hatta tutkuyla öpüşme arzumuzu da kaybettik. Tutkuyla öpüşme... Evet evet! Bunu kaybettik. Öpüşmeyi değil tabii ki tutkuyu kaybettik. Her işimizi şova dönüştürdük. Tüm uğraşları hemencecik bitirmek "aradan çıkarmak" adına yapar olduk. Neyi neyin arasından çıkarmak için çabalıyoruz o da muamma. "Hele şu iş de aradan çıksın, hele bunu da aradan çıkaralım." diye diye tüm işlerimizin aradan çıktığı bir zamanı yaşar olduk. Oysa tüm meşguliyetlerimizin bir kutsiyeti olması gerekmez miydi? Yarin dudaklarına değen dudaklar tutkudan uzak mı olmalıydı? Bir dostumuzla içilen kahvenin daha mı az ehemmiyeti vardı? Kahve içilen an hangi iki iş arasına sıkıştırılacak kadar kıymetsizdi?
Kısa ama anlamlı yazı hoş geldiniz Edebiyatla'ya