Uçma Defteri-3

Aylaklığımın sınırının olmayışı birilerinin canına tak etmiş olacak ki şu sıralar alt komşumuz tavanda oklava ile ritim tutuyor.Gülesim geliyor da susasım bir türlü gelmiyor.Oysa oklavalar küçük ve mutlu çocuklara güzel hamur işleri yapmak için kullanılmalı, insanlara kızdığını belli etmek için değil.Bu sözleri birkaç merdiven inip kendilerine söylesem o oklavayı kafama yiyebilirim.Bu yüzden günlerdir kendime engel oluyorum ama gürültüme asla.
Söndüğü zaman ışıklar, hayat başlıyor benim için.Dolabımdan indiriyorum teker teker kıyafetlerimi, ben giriyorum o koca dolabın içine.Kapakları usulca kapadıktan sonra kendimi en güvende hissetttiğim yerin burası olduğu kanaatine varıyorum.Oysa bu kadar dar, karanlık ve kasvetli bir yerde insan kendini güvende hissedemez değil mi ? Eğer ruhu daralmışsa insanın ve artık sığamıyorsa dünyaya bazı şeylerin boyutları çok da önemli değildir.Bunu en çok yıldızlara bakarak ağladığım zamanlarda anladım.Her birinin birer birer gökyüzünden salınışını izlediğimde ellerimle teker teker güneşi dağladım.Sade bir karanlık doğdu gökyüzüne ve bütün çocuklar ağladı.Havayı karartan güneşin gidişi değildi, insanlık bu diyarı terk ettiğinden beri dünya hiç aydınlanmadı.
Kara kelimesi benim için o kadar çok şey ifade ediyor ki.Karamsarlık,karanlık,kararsızlık ve kara'msızlık.En çok anlamı olan hangisi mi? KARAr sizin.
Küçük kardeşimin beşiğini sallamaktan pek haz ederdim ta ki o büyüyene kadar.Şimdi içi boşken sallıyorum o beşiği.Hep temiz ve umut dolu bir yürek arıyor gözlerim o sallanan şeyin içinde.Tamam diyorum, buldum.Sonunda budizmin en yüksek seviyesi nirvanaya ulaşamasamda hayatın gerçeğine ulaştım.Dünya içi boş insanlarla dolu boş bir beşik ve tanrı bizi sallamaktan fazlasıyla keyif alıyor.Tanrıyı örnek alan bazı insanlar da bir parça umut sürüyor insanların diline ve ağlayana kadar vuruyor yumruklarını yüzüne yüzüne.Ne tesadüf değil mi ? Kadınlar da hep bir parça aşk sürer gözlerimize, sonra terk eder ve kendi gözlerine yurt dışından gelen pahalı maskaraları sürer.Bizler maskara olmuşuz umurlarında mı ?
Gazete kağıtlarının üzerine fotoğrafları basılan insanların gözlerini ve kaşlarını boyamaktan mutluluk duyan insanların kalbini kırmayı başarabilen birileri var.Ne mutlu bana ki artık göz yaşlarım kırılmaz cam oldu yüreğime.Şimdi isteyen istediği darbeyi vursun.
Bu kadar konuşmanın bedeli de ağır olur.Bitti dedim varsayın,ben biraz kararırken siz de gözlerinizi maskaralayın..

08 Şubat 2017 2-3 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar