Ümidim Pandora'nın Kutusunda Kaldı
Tıpkı Olympos dağından ateşi çalan Prometeus'un cezalandırıldığı gibi kovuldum kalbinden... Hiç dönülmeyecek sürgünde şimdi yüreğim. Akla sığmıyor; tek can olan iki insanın, bir anda böylesi yabancılaşması birbirine. Son bakışında gördüğüm yüreğin, kış kadar soğuktu...ki güneşi bile dondurabilirsin sandım o bakışlarla... içimin ürpertisi ile birlikte göğüslerimin uçlarında hissettim soğuğu. İliklerim sızladı. Biliyorum ki her mevsim kış olacak bundan sonra yüreğime, imkânsız bir daha baharı, yazı görebilmek... karşındaki acizliğim, çaresizliğim gün gibi ortada .. ölüme karşı koyamamak gibi bir şey bu.. bu mecburi boyun eğiş ..
Ve Tanrılar Prometeus'a verdikleri sürgün cezasıyla yetinmemişler, bir de içinde ne olduğu sır olan bir kutu ile birlikte Pandora'yı göndermişler. Sonra, kötü olan ne varsa yayılmış da Pandora'nın kutusundan tüm dünyaya, bir ümitlerim orada saklı kalmış .. Ne desem, ne yapsam boş artık .. cennetten kovulmuş bir kul gibiyim şimdi. Düğümlenir sözcükler boğazımda .. hoş, sözcüklerin de bir faydası olmaz ya zaten böyle bir anda... Bir volkan gibi kaynıyor yüreğim... sanıyorum ki hiçbir yağmur söndüremez bu yürek yangınını... hiçbir yürek teselli olamaz bu sonsuz kedere ..
Anlıyorum ki insan ümidini yitirince yaşam gücünü yitiriyormuş. Tekrar yüreğine yaslanma ihtimali ve bunun zerre kadar ümidi yoksa yüreğimde,,,işte bundan sebep, vazgeçiyorum kendimden ve dünyadan ..