Ümitliyim
Denizden uzak ve kurak topraklardı beni emziren... Denizden uzak ve bereketsiz topraklardı yüzümü sürdüğüm?
Yine göç?
Trenler raylarda kalın sesler çıkarır, hasret yine ovuşturur gözleri?
Gözlerde ince bir yaş.
Batman?da ihtiyar bir çocuğa sor benim kimliğimi, neler yaşadığımı, beni kimlerin çiğnediğini?
Temiz bir yarın hayaliyle çırpınırken, o yarına yatırım yapanların geleceğimi nasıl kirlettiğini?
Açım ve işsiz? Meselem budur?
Denizden uzak ve denize hasretlerimle Batman Çayı?nda bir türkü gibi derya?
Sevdim sularında yüzümü görünce sevmeyi, ağladım, titrek nefesimle bir annenin feryadına dokununca. Gölgelerim çoktu, güneş de bizimdi, kimsemiz yoktu lakin.
Benim Akdeniz iklimim de yok? Benim balık tutacağım, balıkları sonradan salacağım sularım yok?
Açsan pazardan bir kilo al? Babam sevmez zaten?
Dört kişilik? Bir açlığı gidermek?
Karanlıkta şiir yazan şairlerimiz çoktur mesela, ışıkları bir fanus, sadece odayı aydınlatan, yalnızlıktan? Yoksulluktan? Acıdan? Yazılan her şiiri ağlatan? Kimi kalemi kırmadan gönül kırılmasında terk eder sevdasını, kimi toplumun topal ayağı?
Kimi sağlam olup yürüyemeyen? Korkudan? Çamurdan?
Sağ mı bilirdik sol mu? Okul dönüşlerinde heyecandan saatimizi sola taktığımız olurdu ve bedelini tenlerimiz çekerdi?
Şimdi siyasetin ne olduğunu da öğrendim?
Sağ ve sol? Önüne bakan düşmedikçe tercih senindir?
Bedelini, toplumun barışa hasreti öder?
Her dilin yeri vardır, koynumuzdaki aşkları anlatmak için? Her dilin bir milleti vardır? Ortak bir payede sahip çıkmak için? Dil bilip dilsizliği zorla öğrenenler hariç?
O dil ki Mem?in Mecnun?la kırk yıllık muhabbeti? O dil ki Zin?in Leyla?ya Herkesin bizim için ölmesi gerektiğini söylemesi?
Buna Aşk diyorsa amenna?
Sevgi diyorsa herkes için?
İşte böyle. Sınırları bir, dini bir, dili olmasa bile yürek dili bir?
İki millet?
İki insan?
Bir çatı altında, çatıdan sızan yağmura bir yama arayışında?
Bu ne güzel portre?
Bu ne güzel hayat?
Keşke demiyorum bu sefer!
Olacaktır?
Ümitliyim?