Umut Hep Varolmalı!
BÖLÜM 1
Kafamın oldukça karışık olduğu bir dönemdeydim. Mevcutta çalıştığım finans işi beni hiç mutlu etmiyordu. Defalarca mutlu olmayı denediysem de bir türlü başaramıyordum. Tanrı beni yaratırken bir yetenk vermişti, ve bu kesinlikle finans işi değildi. Bundan emindim ama yeteneğimin ne olduğu konusunda soru işaretlerim vardı.
Önceleri geçen zamana pek aldırmazdım. Ancak yaş ilerledikçe geç kalmanın korkusu da sarıvermişti beynimi. Bulmalıydım, neyi sevdiğimi ne iş yapmak istediğimi çözmeliydim. Düşünmek insanın en büyük ayrıcalığıydı ama lise zamanlarından beri sınav stresi, iş bulma stresi derken bu yeteneğimizi farkında olmadan köreltiyorduk. İşte böyle bir karmaşanın tam ortasındaydım. Ya kendimi rüzgara bırakacaktım ya da doğru yolu bulmak için elimden geleni yapmalıydım.
Dostum dediğim çok fazla kimse yoktu etrafımda. Zaten insanlar o kadar tuhaf olmuştu ki kimseye güvenmemeye başlamıştım. Bir tek sevdiğim adam ve ailem vardı hayatımda. Gerisi koca bir yalan olmuştu.
Yoğun bir Cuma günü karnım ağrıyordu ancak yöneticim gönül rızası ile izin vermediğinden mesai bitimine kadar kıvranarak masamda zamanın geçmesini bekledim. İş çıkışı doğruca eve geldim. Film izlemeye karar vermiştim ancak insan kaynaklarından günlerdir gelmesinin beklediğimiz ücret artışı mailini görünce sinirden kanepeye uzandım. Zam değil sanki bağış yapmışlardı. Tanrım insanlar çıldırmış olmalıydı. Ekonomik kriz yüzünden işten ayrılmayacağımı bildiklerinden bu zamma da göz yumacağımı biliyorlardı. Çalışmak zorundaydım da. Bir yığın borcum vardı, işsiz kalmak gibi bir lüksüm yoktu.
Kariyer sitelerini açıp gezinmeye başladım. Kendime doğru düzgün bir iş bulmalıydım ve yaptığım işi sevmeliydim. Zamanımı sevmediğim bir işte çalışarak verimsizleştirmek beni kahrediyordu. Tur şirketlerine, yurtdışı satış ofislerine, kısacası önüme gelen her yere başvurdum. Aylardır iş başvurusunda bulunuyordum ama telefonum bir kere bile bu nedenle çalmadı. Bazen ilanların bile yalan olduğunu düşünüyordum. Neden aramıyorlardı? Bir türlü anlam veremiyordum.
Haftanın yorgunluu ile olduğum yerde uyuyakalmışım. Sabah cayır cayır çalan telefonla uyandım. Cumartesi sabahı iş görüşmesi için arıyorlardı. Önce birinin şaka yaptığını düşündüm. Ama gerçekten arıyorlardı. Üstelik öğleden sonrada mülakat için çağırdılar.
Apar topar kahvaltı yapıp görüşme için hazırlandım. Telefonda işin ne olduğunu bile anlamamıştım. Merakla öğlene doğru yola koyuldum. Görüşme yapacağım yeri sora sora bulduktan sonra Levent'te küçük bir iş merkezinin önüne geldim.
Görüşme odasına alındıktan sonra insan kaynakları yetkilisini beklemeye başladım. Bembeyaz duvarları olan küçük bir toplantı odasındaydım. Duvarda odanın beyazlığına renk katan tablolar vardı. Fırça ile çeşitli renk demetleri oluşturulmuş serbest stil çalışmalardı. İnsan aynı tabloları çok kolaylıkla yapabilir gibi duruyordu ama tarzları vardı.
Kısa boylu iyi giyimli bir bayan 2 tane dumanı tüten çayla odaya daldı. Haftasonu mesai yapıyor olmasına rağmen suratındaki tebessümden insan huzur duyabiliyordu. İçtenlikle elimi sıkarak çayı uzattı.
D.B: Hoşgeldiniz, cumartesi günü için görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Çoğu kişi hafta içi görüşmeyi kabul ediyor. Bu işe sanırım gerçekten ihtiyacınız olmalı.
Gülümseyerek ?sanırım? diyebildim.
D.B: Seyla Hanım, ismim Derya Bostan, şirketimizin insan kaynakları yetkilisiyim.
Memnun oldum. Bende Seyla Esen.
D.B: Lütfen çayınızı soğutmayın.
Teşekkürler.
D.B: Özgeçmişinizi siz gelmeden inceledim. Sanırım size bugüne kadar yapmış olduklarınızdan farklı bir iş önerisinde bulunacağım. Şirketimiz yaratıcı insan anlayışı ile çalışmaktadır. Buraya farklılıklarına inandığımız kişileri çalışan olarak alırız. Belirli periyotlarla beyin fırtınaları yapar, sektörde faaliyet gösteren firmaların eksik yönleri üzerinde çalışırız. Ortaya çıkardığımız iyileştirme planını da şirketler ile paylaşır, onların mevcut konumlarından nasıl daha iyi yerlere gelebileceklerini gösteririz.
Firma tipi olarak belirli kalıplarımız yoktur. Bu bir banka da olabilir, tur şirketi de. Tamami ile bağımsızdır fikirlerimiz. Kimileri bu işe danışmanlık der ama biz böyle nitelendirmiyoruz. Çünkü danışmanlık şirketleri firmaların karına odaklanır. Bizim amacımız kar dışında müşteri memnuniyeti, kaliteli hizmet üzerinedir. Bunlar olduktan sonra zaten kar kendiliğinden gelir.
Kafanızda bir şey oluşturabildim mi?
Tam olmamakla birlikte evet. Beni neden seçtiğinizi hala anlayamadım.
D.B: Kişileri biz seçmeyiz. Onlar bizi seçer. Siz dün ilanımıza başvurdunuz. Oldukça gösterişsiz sıradan bir ilan oluştururuz ve genelde başvuran sayısı çok az olur. Başvuran kişileri de haftasonu görüşmeye çağırırız. Görüşmeyi bir tek siz kabul ettiniz. Bu nedenle biz sizi seçilmiş olarak nitelendiriyoruz.