Umutlarım
Sanırım fazlasıyla büyüdüm ben. Eskiden yaptıklarımı, eskiden önemsediklerimi, eskiden üzüldüklerimi bir çırpıda atışım bundan olsa gerek. Ele avuca sığmaz hayallerimi fakir fukaraya dağıtır gibi, hayal dünyasının dibine vurduğum o salıncakla birlikte gömüşüm bu yüzden.
Gözlerimin bile dolmayışı, sözlere inanmayışım, yalnızlığı seçip kalabalığın içindeki yalnızlıktan kaçışım bu yüzden... Bütün bunların başka bir açıklaması olamaz. Yalnız bir sorunumuz var: Hayallerim. Hayallerimi bulamıyorum. Siz gördünüz mü, onları gördünüz mü?
Fazla uzağa gitmiş olamazlar. Daha bir adım gerideyken, bir yaş küçükken, beklemeyi alışkanlık edinmişken bendelerdi, hangi ara kaybettim? Sanki dün gittiler, ya da bugün, ya da beş dakika önce.
Çok büyüdüm ben. Yaşımdan fazla bir olgunluk bürüdü içimi. Nedensiz yere gülüşüm, neşemi, kendimi, özümü canlı tutma telâşım da bu yüzden. Yürürken adımlarımı sayıyor gibiyim, yürürken gökyüzüne bakıyorum yıldızlar da o anda bana bakıyorlar ama eskisi gibi değil. Radyoda çalan şarkılara yıldızlar eşlik ediyorlar, içimdeki ıslık beni kaybetti.
Ne o giden çocuğa bir sözüm var artık, ne gençliğe, ne de o ergenlik dolu günlerin ışıklı günlerine.
Benim sözüm, içimdeki çocuğun kendini benden almasıyla birlikte, o yaşlılığın, o yorgunluğun sevdadan ayrı hadiselerde bana kucak açmış olmasına... Kalbim atıyor mu, nefes alıyor muyum?
Sahi hayallerimi gördünüz mü? Yakın zaman önce buradaydılar, burada olmalılar. Çok koştum da yoruldum diyemem, adım bile atmamıştım oysaki. Korkmuştum. Korktuğumu görünce kaçtılar.
Çok yazarım bazen, çok konuşmam ama hiç. Sesimi en çok ben duyarım içimden. Çok yazarım sadece. Parmaklarım telaşıma yenik düşerler. Gören de çok konuşuyorum sanır.
Kendimi anlatırım, dinlerler. Kendilerinde eksik olan yanları da görebilmeleridir aslında temennim.
Hiç kimse bir başkasını dinlerken kendindeki eksikliği fark etmez, herkes derde deva olma peşinde...
Kırgınlığımın, kızgınlığımın olamadığı hayata sövesim bile yok. Sadece hayallerim çalındılar, ya da kaçtılar. Bana onları geri verin, bulun!
Büyüdüm diye onlar da telaşa mı kapıldılar? Oysaki kırışmamıştı bile ellerim, yüreğimde acılardan kalma kırışıklıklar vardı, buruşmuştu, belliydi ama sevince geçerdi.
Umutlarımı bulun bana. Onlar çaresiz, onlar yorgun, onlar korkaklar. Tutsam alsam onları hemen bulduğum yerden, sarılmayı borç bilip omzuma yaslanırlar mı?
Çok büyüdüm ben, hiçbir göze aldanmayışım, herkesi sıradan, kendimi kendimden ayrı tutuşum sırf bundan. "Olgunum" dememeli insan. "Çok yaş yaptım görmeyeli" demeli.
Tarifi de yok, tek bir kelimeye sığdırılır hep, o yaşlar: "Acı" Hayatın özünden kalma acılarım var.
Çok yaş yaptım kendimi aynada gördüğümden beri, dün sevdiğimi bugün ölümüne, daha çok sevişim sırf bundan...
Çocukluğumu da gençliğimi de getirmeyin. Taze baharların kısa ömürlerinde koşmaya mecalim yok.
Hayallerimi kaldırın çöp kutusundan, kirli bile olsa, içinde umut vardı, umutlar taze kalırlar...
Umutları ve hayalleri yaşamının sonuna kadar saklamalı beslemeli insan. Güzel bir denemeydi kutlarım Dilara tebrikler...👍😙👍