Unuttuğum Sen İle Hatırladığım Biz Hakkında
Unuttuğum sen ile hatırladığım biz hakkında konuşmak istiyorum. Gözlerini hatırlamadığım, sesini unuttuğum ve adının kıyısında kalbimi park etmekten caydığım sen'in bir başkasında yaşam olması şerefine bizi kaldıracağım kadeh yerine.
Takvimin beni esir alası tutmuş, senelerin bilardo topu olası tutmuşken. Hiçbirini isabet ettiremiyorum birbirine, biz neresindeydik aşkın?
Unuttuğum sen ile hatırladığım biz hakkında kalbimi deviriyorum. Senelerin evladiyelik bir çarpışması sonucunda öğrendiğim gerçeklerin hiçbir zaman biz olunmamış yerinden örtünüyorum. Muhafazakâr kalıyor hislerim.
Hangi sen'i sevmiştim, hangi sen yüreğimde beni mutlu etmişti? Hiç hatırımda yok.
Gözlerin başkasına kahve, sesin ise başkasına ırmak; ben orada değilim. Kıskançlığında bile değilim fütursuz aşkın.
Hatırladığım biz hakkında söyleyebileceğim tek cümle, seni bizden terk ediyorum.
Azat yollarında kuşların cıvıldaması gibi geliyor bu son.
Biz, sen ve ben'in ayrı kalıp korkmasınlar diye birleştiği tek sanrıydık.
Sene, ellerini bana şükrederek açan biz'in bilmem kaçıncı gününde son bulduğu bir pazardı.
Yılın sonunda mühürlenmişti kasım.
Unuttuğum biz ile hiç hatırlamadığım sen hakkında son kez savaşmak istiyorum.
Kalp astımıyla nefessiz her sokağın başında bir deli kızın hikâyesiyle öleceksin.
Nefesini sen, ölesini biz diye tutturacak.
Bir pazar gününün saati 15.15 vurduğu anda takvimin yirmi beş kere seni öldürdüğü ve kanlarının aşka saçıldığı nefessiz sokağın başında o kızın kalbinden vurularak öleceksin.
Sakın bunu unutma. Her şeyi unutsan bile bu, o duymayan kulağının ölüm östakisinde bir yerinde kalsın.
Unuttuğum her şey ile hatırladığım ben hakkında konuşmak istiyorum.
Sevdiğim kalbimin unuttuğum acılı satırlarında paragraf başı tüketiyorum.
Fuzuliler fuzuli kalmıyor. Nedimlerin kalbi benden kırık.
Kendime acıyacağıma bir tek onlara üzülüyorum.
Senden gidip bana geldim, banmışsın mutluluk ekmeğine imzanı.
Evet'in kutlu olsun, bastım ayağına kaderimin; sana doğru koşan hayırlarım hayırlı olsun.