Usulca Aşk
--Fotoğrafın duruyor karşımda;
baktıkça küllerinden doğuyorsun adeta..--
Aşk usulca çalar kapıyı ve genç kadın usulca ilerler kolidorda. Ellerinin, kapının koluna yaklaşışı hissiz ve sessiz.
Günlerdir (belki de yıllardır) bu kapıya yaklaşmadığını fark ediyor ve o an içinde bir korku kımıldıyor. Keskin bir bıçağın ucunun teninde dolaşması gibi gıdıklayan ve titreten.
Aşk usulca geçiyor kapıdan ve sadece izliyor genç kadın. Halılarda hiç iz bırakmıyor, genç kadının hiç tanıdık olmadığı bir soğukluk bırakarak ilerliyor kolidorda.
Genç kadın sadece izliyor ve hissediyor.. Ama tanıdık bir koku siniyor duvarlara. Ardından, genç kadının içine kadar işliyor koku. Evet, çok tanıdık.
Bu kapıyı kapattığı gün evinden çekip giden bir koku. bir daha hiç karşılamayacağına inandığı bir koku..
Aşk usulca yatak odasına giriyor. Ve parmak uçlarını usulca, evet, çok usulca yastığının üzerinde gezdiriyor. Aşkın soğukluğu çekilip yerini şaşkınlığa bırakıyor. Kendisinden hiç iz bulamamanın şaşkınlığına. Oysa, burdan çekip gittiğinde kokusunu çarşafların içine gizlemişti.
Hiç unutulmamak üzere...
Aşk usulca aynaya yaklaşıyor. Bir boy aynası... İnsanın baktığında vücudunun tüm hatlarını rahatlıkla seyredebileceği ya da gözlerinin ta içini, o derin hislerini gösterebilecek bir boy aynası.. Bu aynayı hatırlamak aşkı acıtıyor.. Bir zamanlar kendisini bu aynanın içinde gören gözleri hatırlamak..
Karşısında kendisine bakan o güzel kadının, kahve sıcaklığında gözlerinin kendisini görüşü.. Ve o gözlerinden akan her yaşta kayboluşunu hatırlamak..
Aşk usulca yanına yaklaşıyor, genç kadının. Döndüğünü haber vermek istercesine.. Genç kadının parmak uçlarından, saç tellerine kadar, bir telaş dalgası akıp gidiyor.. Aslında, birçok his canlanıyor o an.. Mutluluk, özlem, korku, nefret, zafer, acı. Çok özlediği hisler bunlar, genç kadının..
"Aşk işte bu." diyor.. Aşk!..
Aşk usulca ellerini tutuyor, genç kadının. O yumuşak elleri. Korkudan olsa gerek, buz gibi elleri.. Aşk yavaşça içine ilerliyor genç kadının..
"Buradayım.." diyor,"Tam içinde!."
Kalp atışları hızlanıyor, genç kadının. Korkuyor! Bu olanlara izin verdiği için utanıyor. O'nu yeniden kabul ettiği için..
Gecenin en soğuk saatlerinde evine kabul ettiği bu misafirden utanıyor. Açtığı o kapıyla, kendini teslim ettiği bir kayboluş için..
Bir kaybediş.. Ve bir aşk için.Tekrar ve tekrar utanıyor..
Çok önce evinden çıkıp gitmesini istediği genç adama tekrar kapılarını açtığına pişman oluyor genç kadın.. Ama dönüşün olmadığını biliyor..
Ve aşk usulca mırıldanıyor..
"Buradayım..Tam içinde!"
-- Günler önce - belki de yıllar önce(zaman kavramını yitirmiş olmalıyım)- sana çekip gitmeni sölediğimde; bir daha bu kapının sana asla açılmayacağını düşünmüştüm.
Kilit üstüne kilit vurduğum ve günlerce (belki de yıllarca) yanına yaklaşmadığım bu kapıyı, bir gün apansız bir uykudan uyanıp açacağımı, senin o tanıdık kokunu buram buram soluyacağımı tahmin edemezdim.. Ve o an, sensiz geçen her saniye de ne kadar çok eksildiğimi, yerini doldurmaya çalıştıklarımla
özlemini ne kadar çok perçinlediğimi anladım.. Ve şimdi pişmanım. O kapıyı kapattığım gün için. Ve şimdi o kapıyı açtığım için..--
Azat'a
Azat'ın usulca aşkına saygılarımı gönderiyorum../sevgisiz aşksız biz bir hiçmişiz/ diyorum şiirimden aldığım dizeyle ve kalemini selamlıyorum...dost selamlar gizemcim..
Son bölüm denemeyi daha keskin kılıyor. Kestiği biçtiği belli değil... Miktarsal bir bilinmezlik ve harika satırlar. Teşekkürler... Azat'a selam olsun...👍
yorumlarınız için çok teşekkürler arkadaşlar.. beğenilmesine sevindim.. benden de azat'a selamlar 😥
ve aşk bi daha dönmez benim gibilere...yüreğine sağlık..