Usumuza gelmezdi yani
Belki yaşayacaklarımız yazılmıştı bir kenarlara ve bizler o yaşayacaklarımızdan habersiz çatısız bacasız sadece çoğu kez kimselerin bakmadığı yıldızlarla dolu gök yüzünün altında gece ya da gündüz çelik çomak oynamakla geçiriyorduk vaktimizi...Oysa okuma yazmamız olmadığı için vakitsiz gelen ölümlere de anlam veremiyorduk kimbilir. Usumuz işte acaba 'ABC'yi öğrenmeye başladıktan sonra mı çalışmaya başlamıştı? Neden olmasın! Koskoca yıllar geçmiş! Hâlâ bir kamyonun arkasındayız ve hâlâ aralık unutulan çadır bezinin arasından bakarken tipi halinde yağan kara peşimizden gelen ses şöyle diyordu evet elbette meleksiniz ve hiç bir şey yapmadınız değil mi? Oysa melekliğin bir diğer anlamı acı olabilir miydi? Hepimizin nedenleri farklı mıydı? Çok mu soru soruyorduk? Belki de onlar akıllıydı bilinmez ki! Ama çukurlar işte... Göremediğimiz diğerleri hep çığlık hep çığlıktılar...Zaman dediğimiz nedir ki! İçindeyiz zamanın...şarkı sözü müydü bu?