Uyandım

'Uyandım.' Diyerek başlamak isterdim bu satırlara fakat uyumamıştım. Sabah 5.40 civarı buz rengi bir hava vardı, soğuktu. Uyumuyordum. Uyumanın tüm yollarından kaçıyordum. Asıl yapmak istediğim zihnimi yormaktı. Beden değil zihin yormak. Çünkü o zaman rüya görmediğimi fark ettim. Çünkü o zaman rüya görecek yanlarım ağrıyordu. Rüya göremiyordum. Oysa o kadar renkli bir bilinçaltına sahiptim ki. Rüya görmek değil, rüya tasarlamaya başlamıştım. Sonra bir gün görmekten korktuğum benim zihnimde, benim bilinçaltımda bana tacizde bulunmaya başladı. Günlerce sürdü. Sürdü. Sürdü durmadı. Tacizlerin yerini tehditler aldı sonra. Bilinçaltım dedi ki: 'Yeter.' Uyumadım bende. Zihnimi yordum. Uyuşturdum onu. Yeşil yaptım. Su kattım beyaz yaptım. Yeri geldi tuza bandım, limon ısırdım. Aklımdaydı fakat her şeye inat. Hani tren geçseydi üzerimden ölmeseydim, komada kalsaydım sonra iyileşirdim geçerdi diyorum. Ama öyle değil. Bu hiçte öyle bir şey olmadı. Tüm kırıklar, ezikler, çürümeler. Kalbimde, beynimde, ruhumda. Çürüyen ruhum. O iğrenç kokusunu alıyorum. Ete kemiğe bürünmüş, sırtımdan esiyor o iğrenç çürük koku. Aklımda beliren onlarca düşüncenin arasında tek birisi, tek bir düşünce, beni intihara meylettiren o iğrenç ruhumun kokusu. Hepsi bir olmuş sanki bana yaşamak adına her şeyin olanaklarım dahilinde olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ve inanır mısınız ? Bana yaşamak adına tüm olanakların elimden alındığını anlatanlarla aynı. Onca zamandan sonra aklımda kalan pis düşünce, pis ruhum, ve o pis. Ve yine o temiz sadece onun içimde kalanı temiz. Her şeyin benim psikolojime nokta atışlarıyla müdahale edişlerini yaşıyordum. Kurtulamıyordum. Düşünemiyordum. Gülüyordum. Hepsi anlamsız hepsi sebepsiz. Zaman yok mekan yok. Boşluğa sıkışmışım her şey orada. Ben boşluğa sıkışmışım hepsi orada.

17 Şubat 2015 1-2 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar