Uyandım
Gönlümün kışı bitti; hazanın Tokadını çarptım geçmişime, devrildi bütün kırık hikâyelerim... Hiç yaşamamış, hiç yaşanmamış, hiç sevilmemiş gibi şimdi bütün dünlerim; dünüme ait bugünüme çamur sıçratmakta olan yalan sevdiklerim...
Gönlümde temmuzun ağustosa ürkek çığlıkları var. Bahar'a ermekteydi gönlüm; korkular tutunca yakamdan bir yaz'a gönül verdim, yalnızlığa alıştırdım; elinden tuttu, eşi bildi yalnızlığın mutluluklarını. Artık korkmuyorum sevilmemekten; ve biliyorum sevilmediklerim sevmemi hak etmeyenlerdi. Dün var saydım, bugün yoklar, yarın da bir tabuta sığdıracağım kirli hayallerini. Bütün başarılar, bütün mutluluklar, büyük sevgiler ve bütün yaşama sevinçleri bende duracak. Eğer yaşadılarsa çokça, sırf kalemime hikâye oldukları içindi; eğer yaşadılarsa gönlümde, sırf hayatıma Sevgi'yi dost bulduğum içindi. Günümün katilleri; dünümü yediniz yeterince, şimdi bugünleri ve yarınları bana bırakın. Artık sizi istemiyorum; sizli hikâyelerimi tükürdü kalemim, toprağa sizi kustu umut kuşum; bu vakitten sonra yaşasanız ne, yaşamasanız ne...
Ben sizi gömmüşken Fatihalı dünlerimin zehirli çığlıkları beni bağlamaz. Sen! Köhne yalnızlığımın sevişe layık bulunmayan karaktersiz figüranı! Seni, hayatımın başrollerini kendime layık bulduğum için başka hayatların fakir ruhlarına sattım. Yayında ve yapımda emeği geçen şerefsizliğin için teşekkür ederim.