Uygarlık Ve İnsan 2
İnsan kolektif grup içinde üretim hareketi ile yavaş yavaş "avcı toplayıcı kültürü" bırakıp; “üreten kültür denen" uygarlığa başlatmıştı. Ama hemcinslerimiz uygarlığı başlatsa da henüz insan değildiler. Henüz insan olamamıştılar. İnsan olma koşulları içinde değildiler.
Süreci ve koşulları olmadan kendi kendisine insan olmak gibi bir anlamaları, insan olmak gibi bir dertleri, insan olmak gibi bir istekleri yoktu. Dahası insan olmak bilinen; hedef bir şema diyagram da değildi. Kimse de şu insanlıktı, şöyle insan olunur demiyordu. Böyle bir şiar da yoktu.
Totem yapı, kendileriyle hiçbir ortak anılı yaşantısı olmayan ittifakı yapı içinde olan grubun adet ve kültürleriyle çatışıyordu. İşte insan olmak bu çatışmayı aşmakla başlayacaktı. Çatışma insan bağlaçla, grupların ortak melezleri üzerindeki aitlik ahdiyle aşılacaktı.
İttifak edenler karar alanlardı. Yani irade sahibi olanlardı. Üreten totem grubun kendisiydi. Geçmiş tarihlerin de üreten ilişkileri ile ayrılan totem gruptu. Yani ilah dediğimiz ittifak eden bu totem gruplar, üreten ilahlardı.
İttifaklar üreten ilişki nedenle bir araya gelmek, ittifak edip; ittifak alanı içinde birlikte yaşamak istiyordu. Oysa ittifak eden grupların bir de sosyal yaşamları vardı. Sosyal yaşamla olan kültür, zorunlu üreten ilişkileri anlayamıyordu. Üreten ilişkinin zorunlulukları sosyal mantık ile anlaşılamazdı.
Sosyal totem kültür, ittifak gruplarıyla, kültürel bir kimlik çatışması içine girecekti. İşte insan olmak, önce bu sosyal çatışmayı aşmak içindi. Sonra da insan olmak, üreten kültürlü, üreten yetenek donanımına bağlı biyo sentezle, bilişsel öznel gelişmeyi, bu insan kapsamı içine almak içindi.
Kısacası yeni kardeşlik “ittifak kardeşliğiydi”. İttifakla insan kardeşliğiydi. Yeni kardeşlik tabu kardeşliğine göre kendisine özgü sınırlarla meşruiyet ve yasak getiriyordu. Totemi tabu yerine şimdi ittifakın yasakları vardı.
Ve yeni kardeşlik ittifakı; üreten sentez içindeki insan söylemli anlam dahilinde ve insan söylemi üzerinde inkişaf ettirilecekti. İnsan olmak ittifak eden sürecin, sosyo toplum sal çatışmasını aşıcı bir çabaydı.
Dışa dönük temas etmezdik (tabu) ilkesini, ittifak içinde gruplar arası temas etme ilkesine (meşruiyetine) dönüştürdü. İlahlar dönüşen biyo genetik ilişkiyi, kendi aralarında yani kendi totem kardeşleri arasında yasaklıyordu. Seksi ittifak eden karşıt gruplar arasında meşru kılıyordu.
İşte insan olmak totemi tabu olan biyo genetik ve sosyo kültürel temassız olmayı temas haline getiren somut eylemli adımlardaki sorunsal anlayışı; açıklığa kavuşturmayı tamamlayacak olan algılatmaydı.
Ortada ne insan diye tanımlı bir gaye, ne insan olmak gibi bir ufki adım yoktu. Ne de böyle insan olmak gibi bir ölçü de yoktu. Bir totem grup içinde başlayan üreten ilişki, dışa açılan üretim hareketine doğru yöneldi. Böylece gruplar arası zorunlu bir ürün değiş tokuş girişmesi başladı.
Zorunlu ürün değiş tokuşu söz gelimi; kendi dışındaki kolektif birim zamanlı, kolektif üretim hareketi olmakla, zorunluydu. Akış buydu.
Ancak bu zorunluluk sosyal anlayışa takılıyordu. Grubun sosyal anlayışlı nedenleriyle kendi grubu dışındakilerle temas etmemesinin tabusu vardı. Grubu dışındakinin dokunduğunu yememek gibi bir yığın sosyal manalı totemdik tabucu yasaları vardı.
Sosyal engelleri aşmanın bir yolu vardı. Bu yol da karşı grubun “ilanen totem kardeşi” olmaktı. Yani totem kardeşliğin benzerini sürece uygun biçimde ittifak içine göçtürmekti. Kısacası totem kardeşliği içinde kişiler grubuna veya totem kardeşlerine cinsel bağlamla dokunan kişilerdi.
Yine totem kardeşlik kendi grubu içinde grubuyla paylaşma yapan sorumluluktu. Grubu içinde doğup, grup doğurucularının göğüslerinde emmek te temel bir totem kardeşlik ilkesiydi.
Üreten totem gruplar arasında yapılacak ilanen kardeşlik, büyükçe bir ittifaktı ve ittifakı bir İLAH grubuydu. İlahi grup, biraz değişen totemi sosyal kurallarla, totem kuralların benzeri tutumla ittifak içinde olacaktı.