Uyutuluyoruz Dinleyicim
Büyüyoruz. .
Malesef her geçen gün daha da büyüyoruz. . Şimdi ''melankolik'ten girecek'' diyeceksiniz belki sayın dinleyicim, dinleyici diyorum, Çünkü ben kelimelerimle satır aralarında konuşuyorum, evet dağıtmadan gelelim konumuza.
Bugün sizinle bir olayın ebeveynlerimizce yıllarca nasıl organize çalıştını ve bizim nasıl da uyutuldumuzu ve de istismar edildimizi paylaşmak isterim.
Ama öncelikle bir kaç sorum olacak.
klasik bir muabbet vardır ya,
-anneni mi daha çok seviyorsun? yoksa babanı mı?
bu soruya hangimiz dürüst davrandı. bir çoğunuz gibi bende bu soruya milyon kere tabii tutuldum.
Ve benim gariptir ki,değişmeyen bu soruya , her defasında farklı bir cevabım olurdu.
arkadaş! bu soru az terletme herkesi, hadi itiraf edelim zordu.
Hayır birde;
bir müddet sonra aynı soruyu tekrarlayanlar vardı. hatırlayan var mı onları??
verdim ya cevabını neyin kafasındasın!! diyemezsin.. neden?
o ara annenin gözleri ya üstündedir.
yada bir fısıltı duyarsın arkandan; '' yavaş o eve gitmezmiyiz! kemiklerini kıracam !'' diyen annenizin
güzel sesi kulağınızda yankılanır. .
her neyse siz alışıksınızdır standart bir cevapla :'ikisinide' dersiniz.
ama bu cevap nedendir bilinmez tatmin etmez karşı tarafı. çünkü kafasına takmıştır bir kere bu güzelim aile tablosuna gölge düşürecektir! kaçarı yok yanıtlamaya mecbur bırakılırsınız. .
o değil bir de gülerek: '' hadi beni daha çok sevdiğini söyle'' diyen ebeveynlemizi var. Artık bu noktaya gelmişseniz yandınız!!
Çünkü cocuğun kendini seçmemesi karı-koca arasında öyle bir korku yaratır ki,
haaa!. Bu durumun sizinle alakası yok dinleyici. Şımarmayınız hemen.
Bu ebeveynler arasında ego meselesidir.
yani halk arasında:''Elalem ne der'' zihniyeti!
işte bu safhadan sonra:
-''annemi dersen sana çikolata alacağım'' diyen anneniz.
-'' babamı dersen sana bisiklet alacağım'' diyen babanızla karşı karşıya kalırsınız. .
artık iş delinin attğı kuyuda ki taş meselesini geçmiştir. Bu bir savaştır ve kimi seçerseniz seçin kaybedeceksiniz.
''ikisini de'' cevabı artık yenmediği o günlerde. Ben babamı seçmiştim.
mantıklı olalım şimdi: ''bisikletle çikolata'' ne derdiniz.?
dedim ya illa ki kaybedeceksiniz diye.
annenizin yalandan ağlıyomuş muş muş' larını duyacaksınız . Safız ya hani atlıyoruz hemen.
'bende senin annen olmam'' lafını duyduysanız tamamdır artık etrafa bakınmayı kesin! türküyede oldunuzu anlayacaksınız. .
Çünkü dünyanın hiç bir yerinde böyle bir trip göremezsiniz.
Ve sanırım o yaşda bir sorunun bedeli bu kadar ağır olur mu demeyin hala bedelini ödüyorsunuz!
evet evet. yıllarca kafanıza kalkmadı diye unuttu mu sandınız??
sizin 5 yaşında cevap verdiniz o soru varya ilerde anneniz tarafından kamufle edilmiş cümlelerle size
geri dönecek!
Ben bu işi çözdüm arkadaş! hiç dikkat ettiniz mi?
babanızı seçtiğin günden sonra hayat size aynı değildir farketmesinizde. nedense o günden sonra:
-Komşunun oğlu daha zeki,
-komşunun kızı daha hanımcık,
-komşunu çocuğu annesini seçmiştir.
evet yaşınız kaç olursa olsun ister 20, ister 30, ister 50 hiç farketmez . Anneniz yaşıyorsa hala:
eminim rahmetli komşusunun oğlu sizden daha iyi bir dededir.
Aslında o kadar güzel bir konuya değinmişsiniz ki, hele benim için, hiç sizin kavgalarınızı ve kızgınlıklarınızı yaşayamamış bir insan için özlem dolu bir yazı okudum bir solukta, (babamla 13 yaşında tanıştık ve ben tabiri caiz ise eşşek kadar olmuştum yani bizde cevap hep aynıydı. Değiştirilemezdi zaten) Okudum çünkü gerçekten bu yazıda okuyucu olmak gerek. Bir yazı dizim var ondan sonra zaten ilk yazmak istediğim konu buydu. Çok başarılı anlatımınız var tebrik ediyorum.
yazımda kendinizi görmeniz yani okuyucularıma yeteri kadar yansıtma konusunda tereddütlerim vardı. görüyorum ki becerebilmişim ve görüşleriniz için teşekkür ederim. . .