Uyuyamadım
Uyuyamadım. Çünkü korkuyorum. Akşamını haftalardır yaptığım gibi yüksek lisans, doktora araştırmaları yaparak geçirdim. Ordan biraz bilgi burdan biraz bilgi verileri birleştirmeye çalıştım. Yol gösteren olmayınca insan delik kovayla yağmur suyu toplamaya çalışır gibi bilgi topluyor. Yüksek lisans yapmak istiyor muyum bilmiyorum. İş bulamamaktan korktuğum için okulu uzatmak gözüyle bakıyorum şimdilik. İşi kim kaybetmiş ki ben bulayım. Eğer yüksek lisans yaparsam iş bulma olasılığım artabilir diye düşünüyorum sadece. 20 yaşındayım ve gelecekten, geleceğin getireceği geçim kaygısından korkuyorum. Korkuyorum çünkü harika eğitime harika çevrelere sahip insanlar iş bulamıyor. Ya da işini harika yapan birçok insan işsiz kalabiliyor. Bir sabah uyanıp tek bir kuruşum olmadığını görmekten korkuyorum.
Uyuyamadım. Çünkü korkuyorum. Gece haberlere bakınırken birçok yabancı uyruklu insanın kaçak bir şekilde yaşadığım şehrin yakınlarına geldiğini öğrendim. Aynı yabancı uyruktan bir kişinin başka bir şehirde tecavüz girişiminde bulunduğunu okumuştum geçen hafta. Beynim hemen parçaları birleştirip yaşadığım şehre onlarca yeni sapık gelmiş gibi bocaladı. Aynı yabancı uyruktan bir şahsın beni birçok defa rahatsız ettiği gerçeği de birleşince ufak bir panik krizi kaçınılmazdı. 20 yaşındayım ve adımın birgün hashtaglerde olmasından korkuyorum. Korkuyorum çünkü bu ülkede rastgele bir yere çiçek bıraksan bir kadının mezarına denk gelir. Başka isimlerin olduğu hashtagleri paylaşıp birgün adımın burda olmasından korkuyorum diyen birçok kadının adı o hashtaglerde geçti. Bir sabah benim hakkımı arayacaklar diye korkuyorum.
Bütün bunları neden anlatıyorum bilmiyorum. Cinayet, ölüm, tecavüz, taciz, psikolojik rahatsızlıklar, intihar gibi şeyler insana hep uzak gibi geliyor. Sadece haberlerde veya uzaktan tanıdıklarda görülen birşey gibi geliyor. Sanki kendisi ve yakınları böyle şeylerden korunuyormuş gibi...Ama anneannesi öldüğünde, arkadaşı ağlayarak tacize uğradığını anlattığında ya da bir sabah uyanıp psikolojik rahatsızlığı olduğunu kabul ettiğinde bütün bunların uzak olmadığını aksine çok yakın olduğunu anlıyor.
20 yaşındayım ve korkuyorum. Karanlıktan korktum uyuyamadım dedim.
Yazınızı okuyunca, kendimi; "korkmak iyidir" gibi sizi daha da huzursuz edecek bir cevap vermek zorunda hissettim.. Ama gerçekten de korkmak bazen iyidir. Çünkü korkarsanız daha temkinli olursunuz. Hayatınızı ve çevrenizi, gelişmeleri daha dikkatlice irdeler, zamanında tedbir alabilirsiniz. Korkmazsanız hata yapabilirsiniz. Tabi bunu saplantı haline getirmemek lazım. Ki ümitsizliğe kapılmak daha da kötü bir durum. Yazdıklarınız gerçekten de insanı rahatsız edecek, uyku kaçıracak türden olaylar ve ne yazık ki yaşanmış ve yaşanmaya da devam edecek durumlar. Konuyu siyasete taşımadan (ki korkularınızın hepsinin nedeni siyasi beceriksizliklerle alakalı) şunu yazmak isterim; bizim gibi ülkelerin ortak noktası bu olsa gerek... Ve ne yazık ki yazdığınız olasılıklar hepimiz için de geçerli. Herkesin hayatında bu şekilde içinden çıkılmaz anlar oluyordur. Ama zamanla bir çok konu aşılıyor. Umarım siz de bütün korkularınızı, hiç biriyle yüzleşmek zorunda kalmadan aşarsınız. Saygılarımla başarılar dilerim.
Tebrik ederim Nilay Hanım. 🍀
Korkmak gerek özellikle de günümüzde en çok insandan üzücü ama gerçek
Yönetim demokratik olmazsa insan hakları, özgürlükler, dostluk, barış, kardeşlikler de dikkate alınmaz! Anksiyete dediğimiz psikolojik bozukluklar doğar. İçine kapanık, ithal ikameci, üretimden, eğitimden, sanattan, spordan uzak kalmış, ekonomik ve toplumsal sarmalında/yumağında, bir kişinin iki dudağı arasında kararlarla hayal kırıklıklarına uğrarsın...Bunlar gelip geçicidir! Şafak sökümüne yakın en karanlık an olarak varsayın olanları... Aydınlık günler yakın, aha şuracıkta! Doğru yoldasınız, yürüyün, başarılar sizinle olsun.