Uzaklarda Garip Bir Seyahat 1
Kapalıydı gözlerim... Etraf sessiz ve karanlık. Sanki uzakta bir yerde çakılıp kalmıştım. Ve öylece beklemekteyim sanık kürsüsünde. Yalnızım... Soğuk bir yalnızlık...Sahi neydi Dickens'in verdiği mesaj ? Çok sevip uzaktan mı sevmeliydik öylece...Yahut kavuşup kaybetmek miydi cevap...
Çok ses var albayım... Uzun oldu Oğuz' un sana sitem etmeyeşi. Oysa bilmezdin sen onun ne kadar uzaklarda olduğunu... Öyle sessiz sedasız gitti o albayım. Dünyayı dertleriyle baş başa bırakıp öylece gitti uzaklara... Bilirisin albayım düşünmek yoruyor artık. Onca ses onca duvar arasında sıkışıp kalmışım. Ve ne sen varsın ne de Oğuz Atay... Yalnızım yine.
Yorulmak mı... Severken acı çekmek mi... Dönüp dolaşıyorum da yine aynı hüzün var Kafka'ın mektuplarında. Milena'ya uzaktan bakmanın sıcaklığı hâkim mısralarda... Ve bakışlar dostlar. Öyle ki alegorik dünyadan çıkası yok insanın. O bakışlar içinde kaybolası var... Unutası var çileleri... Sessizce unutası var.
Mesele, Tahir ile Zühre miydi diyecek oluyorum bazen Nazım'a. Elmayı sevmenin sınırı yok muydu diye sitem etmek istiyorum... Hani kaybolmazdı insan, gecenin karanlığında... Hani incitmezdi yüreğimi sevgiliyi uzaktan sevmek. Yok dostlar yok... Bir nankörlük sarmış her yeri. Mesela sen sokak, ne beklemektesin hâlâ uzakta olanı? Ya siz duraklar... Çok mu ağır geliyor artık yalnızlık. Bilirim beklemek güzeldir. Umuttur ne de olsa... Sevmektir sevmenin anlamını bilmeden... Bilirim dostlar...
Ve Ahmet Arif'in dediği gibi... "Ay karanlık" dostlarım. Çekilmek gerekir evlere. Meğerse yine merdivenleri gözetmek olacak derdimiz. Siyah küllerin yağdığı şu aciz şehre aldırmadan oturacağız cam kenarında... Hayaller kurup kalpler çizeceğiz buğulara... Yağmuru dinleyip sevecektik sevmenin anlamını bilmeden. Ve sessiz sedasız düşünecektik yarını, öbür günü ve sonrasını... Düşüneceğiz sadece...
Güne düşen değerli yazıyı tebrik ederim. Nicelerine sayın Aydın... Sağlıcakla kalasın.
Bir arkadaşım beklemek sonsuzdur derdi umutlu olduktan sonra Kutlarım Hasan bey