Veda
Unutmama izin vermiyorlar seni. Hâlâ sen kokuyor yüreğimin solmuş çiçekleri, unutmama izin vermiyorlar bana yaptıklarını, beynimin içinde vicdansızlığın çalıyor.
Bana hep sen gel isterdim, sensizliğin sonsuz misafirim olacağını ne bilirdim? Söküp attım seni hayatımdan, ben attım da sana ait sen'ler gidebildiler mi benden?
Böyle sevmemeliydim, bu kadar deli düşünmemeliydim. Şimdi sana ait hiçbir şey yok. Hissedemiyorum.
Yaralasam, acıtsam kendimi, canımın acıyıp acımadığını ölçsem... Bilemiyorum.
Bugün hesapladım da bir gün değil, iki gün değil, seni benden alıncaya dek zaman; sensizlik sayısız, sonsuz bir acı olarak kalacak.
Herkes ağız birliği etmiş gibi seni soruyor bana. Unutmamı engelliyorlar. Sen onun kollarında can bulurken, sensizliğin daha bu en taze günlerinde, daha şimdiden seni özledim.
Yenilmeyeceğim bu sonbaharda yalnızlığıma, kopkoyu sabahları çalmayacağım. Öyle bir mutluluk perdesi çalacağım ki, pencereden vuran aydınlık yüreğime yansıyacak.
Seni de unutacağım tıpkı diğer acılarım gibi, lâkin bana attığın şu son golü asla unutmayacağım.
Hayat sınasın seni, seni Allah'a havale ediyorum. Dilerim mutlulukla el sıkıştığın vakit yüzünde küçük de olsa buruk bir tebessümle beni anarsın.
Bana verdiğin bu ölümsüz hediyeni benden almak için fırsat kollarsın. Seni unutmama izin versin hayat, valizimi aldım, tıpkı rüyamdaki gibi...
Gittim senden ayrı yepyeni başlangıçlara... 'Kaderim' demiştim, evet, alın yazım buymuş meğer.
Feda olsun onca gözyaşı, onca kalp ağrısı; değmezmiş lâkin aklına geldiğim o anlarda bir daha kimsenin senin için böyle ağlayamayacağını düşünür, özlersin belki.
Hoş kal, bendeki tüm hoşlukları sana bıraktım. Ardıma bakmam bir daha!