Vuslat Zamanı Gelmedi mi
Bazen bir akşam üstü iş çıkışı yada canım sıkıldığında ayaklarım götürür beni çocukluğuma ,ilk çocukluk aşkıma.Öyle bakıp geçerim 'Gül bahçe sokağın'dan ,
bazen dururum.,dakikalarca hareketsiz dalar giderim uzaklara dikkatle bakarım.,her şey ne kadar sana benziyor. havadaki koku , saçına taktığın gül mü yoksa fallara baktığımız papatya mı ,yoksa yoksa taze akasya mı kestirmeye çalışıyorum ciğerlerimi doldurarak içime çekiyorum...
Hatta o anda, sadece o anda olmak istiyorum o yıllara tekrar gitmeye çalışıyorum geleceği hiç düşünmeden .Sanıyorum ki gözümü yumsam ve tekrar açsam şu köşe başında saçına çiçek taktığım o an olacağım.Ellerini ilk tuttuğum heyecanı tekrar yaşayacağım...
Fakat ne mümkün ,
Zaman takılmıyor bizde ,durmadan akıyor bilinmezde.
Hani hatırlar mısın gidişini ?....
Hani demiştin ya!
Gidiyorum, gitmeliyim, kendine iyi bak ,kendine iyi bak sevdiceğim ,gün ışığım.Veda etmiyorum sana yine geleceğim güz gelmeden ,yapraklar düşmeden geleceğim..veda değil elveda değil gidişim... Bu bakışlarım ,akan yaşlarım gizler içinde bir bilsen neler bir anlayabilsen beni...neden gitmek zorunda olduğumu sorgulamadan beklesen beni..
Kendine iyi bak. Sabaha gülerek uyan ,umutla bak yarına.
'Gün ışığım.'
Sevdim hemde delice deli kanlım ,gamzesi benli ruhum..
Hala seviyor yaşlı yüreğim.Hala senin için atıyor heyecanlı coşarak göğüs kafesini yırtarcasına ...
Umutsuzca..
Kendine iyi bak benim için. Çünkü dayanamaz yüreğim seni mutsuz görmeye ölürüm senin için.
Ölürüm senin için der yüreğim yine giderim veda değil bu gidişim ...Tutkuyla sevenler,hep böyle gidişler yaşarmış Adı hasret olan bu gidişimin hasret dayanılmaz olduğunda haber sal kuşların kanat çırpınışlarından gelirim ....
Hadi çık gel vuslat zamanı....