Ya okursun ya dokursun
Yün halıları, gülleri, folklorda teke zoklatma oyunu ile ün salmış güzel il ısparta.
1920'li yılların son çeyreği. Okullaşma ve eğitim seferberliğinin hızla yayıldığı yıllar.
Okul yaşı gelmiş Ispartalı kızların okula gitme gibi bir hevesleri yok. Gül bahçelerinde çalışmayı, dikiş nakış, kanaviçe, gergef gibielişi ve evişi yapmayı seven kızlar, iğneyle kuyu kazmaktan bile zor olan halı dokuma işinden fellik fellik kaçar durumdalar.Bunu gören kent esnafı toplanmış, bir karar vermişler. Şöyle ki: "kızlarımız hem halı dokumaktanhem de okumaktan kaçıyor... Öyleyse onlara yalnızca bu iki seçeneği verelim." Karar sonrasında kızlara yönelik müthiş bir slogan buluyorlar:"YA OKURSUN YA DOKURSUN!". Ispartada okuma seferberliği bu sloganla hız kazandı ve günümüze dek süregeldi. XXX
Mısırlı hukukçular okumuş, yargıç olmuş, savcı olmuş ama... okuma alışkanlığı edinememişler!
Mısırlı yargıçlar, 4 yaşındaki çocuğa "ömürboyu hapis" cezası verd! İnanılır gibi değil. Peki savcı 4 yaşındaki çocuk için dava açabilir mi? Açamaz!
Mısırlı savcılar ve yargıçlar çok daha korkunç bir sona imza attılar: "1,5 yaşında bir bebeği mahkemede yargıladılar."
Karar "müebbet!"
Suç; 3 ocak 2014 olaylarında 4 cinayet işledi! 8 cinayet teşebbüsü var!Yağma yaptı! Polisi tehdit etti! 18 aylık bir bebek bu suçları işlemiş olabilir mi? Kesinlikle olamaz! O halde Mısırlı hukukçuların okuma alışkanlığı yok demektir... XXX
Takıldığım kahvede iktidar yanlısı tek bir kişi var. Ali. Okuduğum sözcü gazetesini ona uzatarak "Biraz da gerçekleri oku Aliciğim" dedim.Ali ondan hiç beklemediğim şu yanıtı verdi:"Komutan o gazete beni bozar!" Kişi niçin, nasıl, neden bozulur? Bunun net bir açıklaması yok.
Gerçekler kimilerini korkutuyor olmalı ki "beni bozar" demek dışında başka söz bulamıyorlar.
Söyleşimizi plütonun deyişiyle bitirelim: "Özgür insan köle gibi öğrenmemeli"
Derleyen
Ahmet Tülüoğlu