Yağmur Çocuklarına
Karadeniz adına bir kaç sessizliğin ilk tohumları atıldı.Yıllarca geçen sessizliğin en büyük acılarıyla içimize kattığımız senaryo çernobil faciasıydı.Güneşin doğduğu topraklardan
yükselen seslerin çekirdek kadrosu ''yağmur çocukları''tam ikliminde belli bir heyecan ve emekle sürdürülen çalışmaların belli bir olgunluğuyla yazılıp çizilmekte.Ve bir şairin düşündeki aşktan kalan profil ile dile getirilmekte.Sadece belli kalıpları yıkmak değil aşk'ı ve günlük yaşamımızdaki olaylarında kısa metrajı.Çernobil ardından yazılan şarkılar gibi sevdalar,analar,babalar,karadeniz ağlıyor ayrılıklara,kansere...Ve gün geçtikçe büyüyen ayrılığın küçük yansımaları bu ''yağmur çocukları''.Her şey bir yağmurla başladı,gemilerin son limanında!!
‎;''Şafak sökerken o,siyah kaburgalı,bir eski tekneciğin ardından gitti yağmurlar''
''Ben yokum aslında , nefes alan suretimdir !Der Gibi'' Hoşçakal'ı Bile Sözetmeden Karadenize...
Ve veda'ya küçük bir şiir devamında;
Evet!!
Her günah uzak sana yakın olmak ister aşk,
Keşkelerden uzak!!
Seninle yazılan aynı hüviyetlerin haritalarında,
Farklı ilklimlerinde can bulurken.
İtiraf etmek zor,
ikimize sorup söylenip birlikteliğimizi
Bulurmuyduk kaybolsak yeniden!!
Yeter!!
Bir şairin düşündeki aşktan gereğinden fazla yaşadım yalnızlığı
Romandır inanki satırlar
Gizlice durup,sakladım gözlerimi
sustum,sustum!!
O sözleri duymak;beni yakarken bastanbaşa küllerim
Aşktı.
Vurguların,virgüllerin her anlamında sende büyüyorken
Baharlarda ki çiçek gibi.
Adamı adam edende ,yani beni ben edendi kadınım
Hasret dar dar,mahpusun külü duvarları gibi sensizlik
Sana birgün kızıpta gitsem
Makberin dört taraf arasına
Geri döneceğim hal !!
Aşktır..
Bahar'ın sessiz yağmurlarına,şairin düşündeki aşk ile hoşçakalın..