Yağmur Ülkesinin Serüvenleri

Merhaba,yağmur ülkesinin güzel insanları.
Siz yılların kötülüğü ve azizliğini hiç bilmezsiniz,vatan,sevda,açlık,parasızlık,pulsuzluk !
Ve biz öyle bir tohumuz ki,topraklarda açmak yerine,kurutmayı düşünüyoruz.
Şimdi hiç tanımadığınız topraklardaki,hiç tanımadığınız insanların küçük hikayeleri ile perdeyi açıyoruz...
Gözyaşlarınızı bağlayın,yanınıza bir bardak su alın ve okumaya başlayın..

Hoşgeldim,köyüme hoş geldim !
dışarıda öyle bulut var ki,sarmış Arhavi semalarını.
bütün yılın olan yorgunluklarını atmaya geldim.Dedemden kalan eski Laz evlerine.Her köşesinde aşk yatıyor,tarih kokuyor az da olsa rutubet !
Yağmur ülkesinin küçük kraliyetlerin kalesi,evi,dayanağı laz evleri.
Ve hiç olmadığım kadar cesur irademle,evin içini örümcekler sarmış olsa da aldırış etmeden,fare kapanlarına takılmadan geçiyorum.Yavaş,yavaş ilerlediğim xarati'ye gidiyorum.Karanlık olan odalara
her karesi bir tarih,yaşanmışlıkları olan yüklü bulutlara ilişiyorum.Bir köşede eski fotoğraflarımız,diğer köşede kukumalar,tabaklar,çanaklar,dedin bana yağmurlu havada masal anlattığı o pencereye takılıyor gözlerim,dedemi özlediğimi anlıyorum,yaşasaydı diyorum ! kulaklarım tıkanıyor,eski günler gözümün önüne geliyor,kulaklarıma o sesler dolanıyor,üzülüyorum,gözlerim doluyor..
Delicesine yağan yağmurun akustikliğinde ruhum dinleniyor,semaver'e çayı ekliyorum,odalara doğru uzanıyor yolum.hayallerimle,zamanla..
bir kapıyı açtım son kez,sessizce ve gıcırtıları müzik olgusuyla gelen kulağa.İçeri girdiğimde baktım
karşımda ay-yıldızlı bayrak asılı duvarda hala tertemiz,Atatürk resmi.Bir yanda Kur'an-ı Kerim.İçim silkelenerek gururlanıyorum,anlıyorum ki kanımdaki deliliği,bu çılgınlığı !
Sen Laz oğlu,Yanuğişi Osman.Gözlerim buğulanırken pencereye doğru ilerliyorum.Duvardaki onçuye ilişti gözlerim.Baktım,
içinde büyük dedemin mektubu vardı,büyük baba anneme söyle yazmıştı;
sevgili karım Aişe
ben Çanakkale'de düşmanla savaşırken.Sen annem ve çocuklarımıza iyi baktıgından eminim.seni çok özledim..kara kaşlım,yeşil gözlüm.Burada çok ölümler görüyorum.
insanlar kendi olmayan topraklara sahip olabilmek uğruna yem atmış insanları !kalkıp adını duymadığım ülkelerden gelmişler,ne için,ne uğruna anlayamadık !
Kendine ve çocuklarıma,herkese iyi bak.memleket Türk olarak kalacak ve torunlarımıza iyi bir devlet olarak kalacak.Yeşil gözlüm sakın Şehit olursam gözyaşlarını dökme.çocuklarıma babalarının nasıl bir insan olduğumu anlat.sende gururlan!
Herkesin öperim gözlerinden''diyordu satırlardan aklıma kalanlar bunlardı.

ve ben hayatımın o güzel anılarını tarihini öğrenemediğim evde geçirmiştim,biz böyle nesilin çocuklarıydık..
bir anda duygu yüklü yolculuğa çıktığımın farkındaydım,o eski laz evimizin yaşamanın anlamını,tekrar tatmıştım.eski aşklar gibi,tekrar yaşanmak istiyordu eski evler sessizce.
bizleri bekliyordu,tarih kokan evlerimiz...


Tıpkı Büyük annemin savaşta büyük dedemi beklediği özlem ile...


Aşkla..

Arhavi

12 Haziran 2012 2-3 dakika 77 denemesi var.
Yorumlar