Yağmur'a Dair (Bir Fanın Anekdotları)
Günlerden perşembeydi,eurovision şarkı yarışması yarı finalinden bir kaç saat öncesi. Trt Manga'nın şarkısı hakkında konuşuyor, ben dikkatle dinliyor fakat ekrana bakmıyordum.Sanırım birşeylerle ilgileniyordum.
Dikkatle dinliyordum çünkü; Manga'nın şarkısını çok beğenmiştim. Manga'yı ta lise yıllarında işitmiş,Bir Kadın Çizeceksin şarkısıyla tanımıştım. Fakat Manga üyelerinden hiç kimseyi tanımıyordum. O günden bu güne onca klip çekmişti de nasıl olduysa olmuş ben kliplerde Ferman'dan başka kimseye dikkatle bakmamıştım. Yani sorsalardı şayet Manga'dan kimi tanıyorsun diye Fermanın adını da bilmesem de şu vokal çocuk diyebilirdim ancak.
Hatta Manga'nın mtv müzik ödülleri gecesinde Avrupanın en iyi sanatçısı seçildiğinde gurur duymuş yine hiçbir üyenin yüzüne bakmamıştım sadece haberle ilgilenmiştim...
Yani anlayacağınız Manga benim için tanıdık bir yabancıydı...
Dediğim gibi trt Manga'yı övüp, başarı dilekleri dilediği bir esnada ekrana yaklaştım, heyecanla inşallah birinci olur diye içimden geçiriyordum. Tam bu esnada grup üyeleri teker teker ekranda belirdi. Birisi öyle dikkatimi çekti ki dikkatlice yüzüne baktım, birşeyler söylüyordu, kendimi ekrandan alamadım. Böylesi bir ilginin sebebi duygusal değildi.
Çelimsiz bir tipi vardı, katiyen şu Amerikan flimlerinden fırlamış yakışıklı zübbelere benzemiyordu, hatta yüzünde soğuk, donuk bir ifadeyle mutsuz bir çocuğu andırıyordu. Emocular gibi fönlü saçlarının uçları gözlerini kapıyor aralardan gözlerinin altındaki siyah boyalar bakışlarını keskinleştirmemiş aksine akışkan bir bakışla apayrı bir ifade katmıştı yüzüne. Grubun adı Manga'ydı yani japon çizgi film karekterlerini çizme sanatı
adına en uygun görünen O'ydu Mangaları sevdiğim için böylesi bir ilgi duymuş olabilirim.Sonuçta karşımda gerçek bir manga vardı, konuşabilirsin sana cevap verebilir, onun için birşeyler yapabilir tabi oda senin için. gülünç gelebilir ama bu inanılmaz birşeydi
Bu canlı bir mangaydı. Sonra ismine gözüm çarptı birden Gitaris Yağmur Sarıgül...
Yağmur genellikle kızlara konula bir isimdi benimde adım Yağmur adaşımın bi erkek olması dikkatimi iyice yoğunlaştırmama sebep olmuştu. Program onun konuşmasının ardından sona erdi, ben direk pc nin başına geçtim ve arama motoruna Yağmur Sarıgül yazdım. Görsellerde birkaç resmine baktım; fakat gördüğüm resimlerin hepsi aynı imajda değildi. Deme ki bu imaja yeni bürünmüştü ya da bu imaja sadece sahnede bürünüyordu, arada böyle bir gidip geldim. Bu sefer manganın çekmiş olduğu tüm kliplere baktım.Gözlerim sadece Yağmur'u arıyordu: sanatla uğraşan kişiler konsatre olduklarında kendinden geçerler, bu kendinden geçme şayet izleyenlerde, hayranlık uyandırıyorsa bu kişi gerçekten sanatçıdır, yok hal ve hareketlerini itici ve aşırı buluyorsanız bu kişiye ne denirse onu izleyenin insiyatifine bırakıyorum sanatçı dışında her kalıba uydurulabilirsiniz...
Bu yüzden Yağmur'un tüm hareketlerini izledim: ellerini, adımlarını, başının ritimlere uyumunu, bakışlarını... Tek bir itici hareketle karşılaşmadım. Ama bu bana yine de yetmiyordu hemen biyografilerini ve röportajlarını okumaya koyuldum; çocukluğundan bu yana eğitimine şu puslu, yalnız bir şehir olan Ankara'da başlamış ve devam ettirmiş hali hazırda hala okuyormuş. Hani Ankara'yı bilenler bilir yalnız olduğundan en çok hüzün gibi kar yakışırya suretine hani bakınca bakanın gözünde mat bir duyguya kapılır insan renksiz görünür ilk bakışta. Belki de bu yüzdendir Yağmur Sarıgül'ün yüzündeki o donuk ve anlaşılmak istenen ifade. Yüzü beni anlayın kesinlikle demiyor ama elinde olmadan kişi kendisi ilgiyle yüzünü bakışlarını takip ediyor...
Ana babadan sanatçı, müziğe oldukça duyarlı. Babası neyzen, annesi udiymiş kulağı türk musikisinin etnik yapısına küçük yaşta aşina olduğu belli oluyor. Bakmayın rokcu olduğuna müzik bilgisi Itri'ye kadar gidebilir. Burda babasının ona etkisini hemen geçmek istemiyorum Neyzen neye üflediğinde beden dinginleşir, her kim dinlerse artık hep düşünür.
Yağmur'da da bunu gözlemledim: hep dinliyor, düşünüyor, gerekli gereksiz konuşmuyor, hatta kameradan bile uzak duruyor, sanırım kamera önünde olmaktan pek hoşlanmıyor. Neyzen huşusu var sanki bu çocukta. bu yüzden anlıyorum ki oldukça hassas biri, aşırılığı sevmiyor, oldukça da mütevazi. Hem rockcu hem mütevazi: işte bir tabu da böylece yıkılır. Demek ki müzik dünyasında hem rockcu hem de mütevazi olunabiliniyormuş...
Yağmur Sarıgül'ü araştırmaktan kendimi alamıyordum tüm forumlarda tüm paylaşım sitelerinde hakkında yazılanları okudum. Herkes onu seviyor ondan bahsediyordu, çoğuda Emocu, tatucu, punkcu kızlardı. Oda bizden der gibi sahipleniyorlardı. Fakat çoğu farkında değil ki Yağmur Sarıgül bence emo çocuklardan değil çünkü onda o ruh hali yok kesinlikle, emocular uçarı, kendini beğenmiş, biraz da şımarık olurlar o bu kalıba kesinlikle uymuyor evet emo imajı var bunda hemfikirim ama sadece imaj diyorum yaşam tarzı değil...
Bir yandan onu araştırıyor bir yandan da bağlı olduğu söylenen fan sitelerine üye oluyordum. Üye olurken hiç birine gönül rahatlığıyla üye olmadım; çünkü siteyi kuran adminler hayranlarıydı.Ben O'nun kurduğu arada sırada hayranlarıyla yazıştığı bir site umuduyla üye oluyordum. Tabi bunun mümkünatının olmadığını anlamamda kısa sürmedi.
Sonra şöyle bir düşündüm ben ne yapıyorum, bana ne oluyor böyle diye 23 yaşına kadar hiçbir müzik adamına böylesi bir ilgi duyup alakadar olmamıştım. tek bir fan sitesine bile üye olmamıştım da ayın 27 sinden 29 una kadar Yağmur Sarıgül adı geçtiği tüm web sitelerine üye olmuş 2 gün içinde belki 200-250 manga videosu izlemiş (tekrarlarla) tüm haber kanallarınıtakip etmiştim.
AMA NEDEN?...
Bir ropörtajını okudum, sorulardan biri ''en sevdiğiniz içki'' Yağmur cevap olarak ''melisa çayı'' demiş Melisa çayı... Biz inasanlar belkide kendimize benzeyen insanlara yakınlık duyduğumuz için onları seviyoruz. bu cevabı beni oldukça mutlu etmişti. Alkollü bir içecekten bahsetmemiş direk melisa çayı demiş. Alkole karşı olduğum için onun bu cevabı ona olan samimi duygularımı biraz daha arttırdı. Beni anlayabiliyormusunuz bilmiyorum ama bu cevabın bile beni böylesi mutlu kılması kimilerce basit bir mutluluk olarak nitelendirilse de bu sandığınız gibi birşey değil işte.
Sözümü çok uzattım farkındayım ama hala yazmak onu kendime anlatmak istiyorum farkının altındadi o temizliği görüyorum ve böyle bir insanın böylesi dejenere olmuş bir camianın içinde kendimi koruyabilmesi imrenilecek bir durum. Sözün özü Yağmur Sarıgül bence oldukça ahlaklı sadece işini yapıyor başka şeyler peşinde değil. Dilerim hep bu ahlak üzere hayatını devam ettirir..
Düşünün ki hayat ne garip bir düzen içersindedir: Bir çocuk dünyaya gelir bambaşka bir şehirde doğmuş sekiz yıl sonra bir başkası dünyaya gelir ikiside aynı şehirde büyür ama birbirlerini hiç görmemiş tanımamışlardır büyük olan çocuk meşhur bir müzisyen olur küçük adaşı onu fark eder. İçten içe ona hayranlıgı artar İlahi bir sevgi ile onun iyiliği, sağlığı, hatta geleceği için dua eder. Durup düşünmeden insan edemiyor. Allah sevdiği kulunu herkese sevdirirmiş ya bir kere daha buna şahit oldum bu bir istiraç değil. ben buna gönülden inanıyorum...
Son bir cümle de YAĞMUR SARIGÜL''e dualarım hep seninle Allah'a Emanet Ol...
Malesef burda söyleşi bölümümüz olmadığı için yazımı buraya eklemek zorunda kaldım, tabi ki bu bir deneme değil okuyan sohbet okuyormuş gibi okusun lüyfen...