Yalan Vagonları

Hep bir kaçış, hep bir süregelen bahaneler... İnanılası zor olan, kasıntılı o yalan zincirlemesi kendini inandırmaya korkuyor artık. Bir laf gelmesinden, ağızlardan en ufak bir söz çıkmasından korkuyor. Düşüncesi hep sabit olduğundan, durumun öyle olmadığını kavrayamıyor.

Birbiri ardına, birer tren vagonu gibi öne sürülen bahaneler bu kez yolda kalınca, inanılası zaten güç olan bu durum, hepten imkansız bir görünüme bürünüyor. Kaçışlar ardı sıra devam ederken, yolda kalan zincirleri birer birer kopuyor; hiçbir bağları kalmıyor, hepsi birer kuruntuya dönüşüyor.

Her zaman güç olan rayların ilerlemesi, bu kez daha güçtü. Çünkü üzerinde ağır yükler, omuz çöktüren yalanlar vardı. İlerlemesi için bir doğru söz yumağı gerekiyordu. Ama bu söz yumağı, öyle böyle bir söz yumağı olmamalıydı. Nedeniyse bu kadar ağır gelen yalanları temizlemek ancak ve ancak bir doğru söz destesinden oluşan bir vagona düşüyordu. Kaç zamandır beklenilen bu yolda kalmışlığın artık düzelme vakti gelmişti. İtiraflar, ihtiraslar, yalanlara kucak açışlar hepsi birer birer ilerleyeceklerdi artık. Artık bu yol tıkanıklık yapmayacak, raylar doğru ve düzgün yolu göstereceklerdi.

Doğru söz öbeği sırtlanmıştı ağır veballeri sırtına. Kurtulma ümidiyle bekleyen o yalan dolu vagonları sırtlanmaya geliyordu. Eline bir çuval dolusu merhamet, heybesine ise ağızına kadar af duygusu yüklemişti. Tek tek merhamet ve af duyguları aşılanıyordu vagonlara. Raylarda ilerlemeye başlamıştı artık ağır ağır. Gelen bu duygular yolda kalmışlığı itekliyordu. O itekledikçe, az kalsın buz kesecek olan yalanlar ısınıyor, ısındıkça ilerlemeleri daha kolay oluyordu.

Artık ümitsizlik onları ele geçiremeyecekti. Mutsuzluk onları kavrayamayacaktı. Şimdi normal hızına ulaşan yalan vagonu önüne gelen her şeyi itekliyor, sanki yalana doymuş havasında gözü kapalı ilerliyordu. Bu durum öyle bir hal almıştı ki gören şaşırıyor, gören gıpta ediyordu. Doğru söz öbeği öyle bir marifetliydi ki, koskoca, ucu görünmeyen yalanlar dolusu vagonu bile yerinden oynatmıştı. Aslında asıl gıpta edilen de oydu. Onun soğumaya başlayan vagonu bir çuval dolusu merhamet ve afla dolu heybe ile nasıl olupta ilerletebildiğiydi.

24 Haziran 2011 2-3 dakika 88 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar