yalnızlık
Dokunduğun herşey tükendiğinde anlayacaksın yalnızlığı.Yatağındaki yastığın bir diğerine ihtiyaç duymadığında anlayacaksın.Simidini paylaşabileceğin biri kalmadığında anlayacaksın yalnız kaldığını.Üşüdüğünde veya çok düşündüğünde değil.Öyle hissedeceksin ki yalnızlığı doruklarında;ölmüş gibi taklit yapacak ama kendin bile inanmayacaksın bu yalana. Susacaksın konuşamadığın kadar. Çay içecek keyfin bile kalmayacak sabaha ve bunalacaksın baharlardan.Güzü isteyecek avuçların daha iyi tadabilmek için yalnızlığı.
Annenin o sıcak bağrını dahi özleyeceksin bu yalnızlıkta.Susayacaksın aşka ama mecbursun alışmaya yalnızlığa.Çabuk sevemediğin gibi çabukta unutamayacaksın koca hikayeyi.
Koca gemi olacak duyguların,yolculuk edecek bilinmez kaplere.Seçim yapmak için vakti olmayacak duygularının ve vuracak bir yüreğin kıyısına. Günler sonra gelebilecek kendisine,hatta yabancılayacak bastığı yerleri.sevmeyecek inan gönlün!Çünkü unutamadığı hikayenin ana karakteri o hala. kandıracak kendisini,avutacak yalancı bedenlerde. Daha çok hissettiğindeyse yalnızlığı,kaçacak kaçabildiği kadar.Ağlayacak,bağıracak ama kimse duymayacak hıçkırıklarını.
Sarhoş olacak bazı geceler saçlarına,bazen ayıkken anlatacak sevdasını. Canı yanacak ama kurtaramayacak kendini yalnızlıktan.
Her sabah aynı acıyla uyanacak tekrar tekrar. O gerçekten gittiğindeyse boş hissedecek yüreğini ve yeni bir kalbe yelken açacak duygular. Duygular..Durgunlar...