Yalnızlık Duygusu
Durduramıyorum ki içimdekileri bir türlü. Ne desem nafile. Fıkır fıkırlar bu sıra. Acele etme, önce iyice düşün diyorum kararlarıma; ama nerde, illa ki yalan yanlış bir sonuca varacak. Aldığım karalar hep isabet dışı. Bekletme daha sakladığın haberleri diyorum aklıma, sen tut o kadar verilecek haberleri sağa sola verme hiç. Olacak şey mi şimdi bu ? Belki ummadık bir yerlerden sevinecekler. Mani olamazsın ki asla. Sonra hazin bir şarkı çalınıyor kulaklarında. O sesi kapatsana. Onun yerine neşeli türkülerimiz var bizim, onları çal sen. Sürekli dertlerin varlığıyla birlikte mi olmak zorundayız yahu ?
Şu keşkelerimi kimseler anlatmasam diyorum. Öyle olsaydı da, böyle olsaydı da, niye böyle oldu da, hep bunlar bizi dipsiz bir kuyunun içine atmaktan başka bir şey değil. Bir de bakmışsın yanına yalnızlık duygusu gelmiş. O zaman vay haline senin. Hemen bir refleks yapıp da kurtulamazsan ondan, işte senin boşa çıkan çırpınışların başladı gitti demektir. Üstesinden gelemezsen bir şekilde, at gibi oynatırlar kalbini ortalık yerlerde.
Durduramıyorum ki ne yapayım şimdi pişmanlıklarımı ? Maziye göndermiştim bir ara, bak yine bugün geldi gönlüme. Anlaşılan mazi de mi pişmanlıklarımı beğenmeyip gönderdi ? Hiç bilmiyorum bu sorunun cevabını.