Yapma

Gözlerin diyorum...
Gözlerin ne kadar da derin. Bakmaya korkuyorum, dalarsam çıkamam bir daha... Sonu yok bu girdabın.
Benim başımda binbir efkar...Yüküm ağır! Heybemde tonlarca düşünce yığını...
Bir duman tütüyor parmaklarımın arasından, yandıkça hafifliyorum. Küllerim kalıyor yürüdüğüm yollarda. Yol uzun...
Yada ne bileyim belki de çok kısa.
Kaçamak bakışlarına gülümsüyorum. Ben de tıpkı öyleydim işte, bir zamanlar...Kutup yıldızını kıskandırırdı bakışlarım, gençliğin umut dolu yıllarında.
Şimdilerde deliyim... Delirdim! Bu yol yoruyor beni, yürüdükçe kamburlaşıyorum. Her adımda biraz daha... Biraz daha ondan bundan.
Ama bakınca sana ...
Diyorum ki; " Olmaz".Ben senin dalıp da gittiğin yerlerden geliyorum. "Yapma!"
Henüz erken fenerleri söndürmek için. Bende ki ser, sende ki kan deli. Senin mevsimin çiçek açarken daha...Benim gözlerim hazanın son yaprağına takılmış.
Aldanma sen benim duruşuma!
O da bir hareket biçimi sonuçta...Bir mastarı takabiliyorsa ardına.
Yolun her türlüsü​; gözümde büyüyor artık...Demir yolları, kara yolları, damar yolları.
Hele bir de tıkanmışsa trafik, bir de üzerinize afiyet... nefes darlığı.
Ama sen, tay tay durmanın bir adım sonrasında
Şu ömrün en tatlı paydasında...Koşmalısın, coşmalısın...
Ve bu yaşamda varolmalısın!...

15 Haziran 2017 1-2 dakika 6 denemesi var.
Yorumlar (4)