Yarınlarda Yaşamak Dileğiyle

Boşluk büyür mü dersiniz? Yerini hiç kimse dolduramıyorsa, yüreğinize her gün koca bir çığ düşüyorsa cevabı dopdolu bir evettir. Bunu en iyi, uzattığı eli boşta kalanlar, sadece kulaklarında sevdiğinin sesiyle avunanlar ve maziyle yaşayanlar anlar.

Hayatı ister tam enine, isterseniz dikine ikiye ayırın! Bir taraf; günahıyla sevabıyla gidenler, bir taraf da doğrusuyla, eğrisiyle kalanlar olacaktır.

Biz de üzerimize düşeni yapmışız. Ne mi? "Kalan sağlar bizimdir" prensibiyle yola devam etmişiz. Küçücük yüreklerimizle boyumuzu aşan fırtınalar yaşamış, gözümüzün bebeğinden nice devasa yaşlar üretmişiz. Bazen de çürüklerle karşılaşmışız. Kâh elemiş kâh dokumuşuz.

Her dönemeçte ne ilginçtir ki hep kendimizle karşılaşmışız. Sormuşuz en harbisinden "Yaşananlar değdi mi, yoksa değmedi mi?" diye. Yanıtını bazen gümbür gümbür vermişiz bazen de sessiz sessiz.

Bazen bedenimizi yatırdığımız ama düşüncelerimizi çalıştırdığınız yatağımızda gözlerimiz tavana asılır, hem de ipsiz. Haliyeti ruhiye denen yetkili merciden zamanı dondurmasını ya da bütün saatlerin zembereğinin boşalmasını dileriz. Acaba çok mu arsızız? Ya da doyumsuz!

Ne çelişkidir ki koşturan da, oturan da, yatan da aynı zaman gemisinin meçhul yolcularıdır. Yıllar, hiç üşenmeden herkesi bir sonraki güne yirmi dört saat tarifesine göre taşır. Kaza ve bela sigortamız sadece Allah'a olan inancımız.

Dünyalı olup da VIP muamesi görene henüz rastlayan olmadı. Acaba kim geçmişte unutuldu? Ya da bugünde kaldı! Gemiden ayrılanın adı ise hep rahmetli oldu.

Velhasılı vakti zamanı gelince gün indirir kara perdelerini, tıpkı gözkapakları gibi. Doğacak güneşi görmek ya da görmemek o da tamamen nasip işi.

Yarınlarda yaşamak dileğiyle.

04 Mayıs 2011 1-2 dakika 31 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar