Yaşam Bağı
İsteseniz de istemeseniz de gerçek değişmez, 'keşke hiç tanımasaydım' dediklerinizle 'neden bu denli geç kaldık birbirimize' dediklerinizin arasında geçip gider yaşamınız. A.HELVACIOĞLU
Dört beş yaşlarındayken tozlu ya da çamurlu sokaklarda oynamaktan çok büyük keyif aldığım bir arkadaşım vardı. O yıllarda karşı komşumuzun torunlarından biriydi, hem çok güzel oyunlar oynar hem de arada bir çok büyük kavgalar ederdik kendisiyle ve onun halası ile benim annem ağız dalaşına girerlerdi bizim yüzümüzden. Çocukluk işte, kısa süre içinde yeniden sokağa çıkar ve sanki az önce dalaşan başkalarıymış da biz değilmişiz gibi kaldığımız yerden sürdürürdük oyunlarımızı. Büyüklerimiz dudakları uçuklayarak bakarlardı bizlere, şaşırmaları doğaldı oysa. Öylesine güçlü bir bağ vardı ki aramızda...
Yıllar geçtikçe daha da güçlendi bu bağ, üstelik yaşam koşulları nedeniyle aramıza uzaklıklar girmesine karşın. Gençlik yıllarında bir ara karşılıklı konuştuğumuzu anımsıyorum, bizleri hiçbir kimsenin ayıramayacağını haykırdık birbirimize. Koşullar ne olursa olsun hiç konuşamasak ve iletişim kuramasak bile ayrılmamız olası değildi. Öylesine çok konuda aynı düşünüyorduk ki ! Gençlik günlerimizde geçmişimizi bilmeyenlerden bizi öz kardeş sanan bir çok kişi olmuştu.
O günlerden bu yana yıllar su gibi aktı geçti, altmışlı yaşlarımıza başladık şu sıralarda ve ne yazık ki sık sık görüşemiyoruz ve birlikte olamıyoruz kendisiyle. Yüreklerimiz birlikte atıyor oysa, sanki hiç ayrı değiliz. Epeyce bir uzaklık var şu an aramızda ama yalnızca uzaklık olarak. İnanıyorum ve biliyorum ki şu an bile aynı şeyleri düşünüyoruz ve birbirimizi deli gibi seviyoruz çocukluk yıllarımızdan bu yana; kulakları çınlasın sevgili arkadaşımın. İkimizin de gördüğü deniz ve gökyüzü mavisi aynı, yıldızlar ve ay aynı...
Yaşam böyle bir şey işte! Bazıları vardır ki yaşamınıza nasıl girdiğine şaşarsınız bir süre sonra, tümüyle hayal kırıklığıdır 'keşke hiç tanımasaydım' dedikleriniz. Bu tür kişileri daha erken tanıyıp anlayamamış olmak size çok şaşırtıcı gelebilir.
Oysa bazı arkadaşlarınız yıllar geçtikçe şarap gibidir ; yıllanır ve öylece dururlar yaşamınızın en önemli yerinde.
Yıllar sonra tanıdığınız ve 'neden daha önce tanışmadık, neden bu denli geç kaldık birbirimize ? ' diye hayıflanarak içlendikleriniz de vardır ne yazık ki !
Çeşitli iletişim yollarıyla tanışıp hiç karşılaşmadığınız, karşılıklı konuşup birbirinizi yakından tanımayı çok istedikleriniz de vardır üstelik günümüzde. Sabırsızlıkla beklersiniz birbirinize dokunacağınız o günü..
Sayıları çok azdır bu türlü kişilerin, bazen bir elin parmaklarını bile geçmez ne yazık ki.
Ve bazen hiç konuşmasanız da çok seversiniz birilerini, birlikte olmasanız da onlar sizin en değerlileriniz arasında yer etmiş ve yüreğinize kazık çakmışlardır sonsuza dek. Yürekten o kişilerin sökülüp atılması olası değildir artık. Hiç ama hiç konuşmasanız da, görüşmeseniz de deli gibi seversiniz; onların size yaptığı yanlışları bile görmezden ve duymazdan gelirsiniz. Uzaklık ve iletişimsizlik boş bir kavramdır o zaman.
Bakımı güç olan en güzel çiçektir sevgi...
Bu yüzdendir ki dün de bugün de en önemli cümledir ' seni seviyorum', yarın da değişmeyecektir. Baskı ve zorla söylenmediği gibi her önüne gelene de söylenmez bu iki değerli sözcük... Bazı durumlarda ise söylenmesine gerek bile yoktur, başka başka yollarla da gider gelir kişiler arasında..Gözlerle, gönüllerle ya da öteki davranış biçimleriyle...
Ne bugünkü kuşağın ne de bundan sonraki kuşağın yanlış ve ucuz kullanımlarına karşın tüketemeyeceği en büyük kavramdır bu.
Sevmek hiç kimsenin engel koyamayacağı çok değişik bir duygudur; yasak yoktur çünkü ...
Üstüne üstlük bazen tek kişiliktir... Aşk da öyle değil midir karşılıksız olduğunda !
Bazen tek kişiliktir aşk...
08 / 2014 SIĞACIK
Sevgili Ayhan,
Benim de ergenlik yıllarımdan bu yana ruh ikizim var😊
Üstelik karşı cinsten...
Ama o hep kızkardeşimdi.
Dün, Bugün, Yarın...
Arada görüşemesek de bir şey değişmiyor.
İyi ki var hayatımda dediğim en önemli şey.
Güzel bir yazıydı.
Teşekkür ederim...
Yaş ilerlese kemale erse de o geçmişte çocuklukta ve gençlikte yaşananlar unutulmuyor hele de sağlam dostluklar ve arkadaşlıklar hiç unutulmuyor. Hayatına giren insanları kişi gözünün önüne bir bir getirse bile bunlardan ancak çok azı gerçek dost gerçek arkadaş kalıyor ilerleyen yıllarda. Güzel bir yazı ki Ayhan ağabeyden bu yazıların devamını da bekleriz ilerleyen günlerde...👍