Yaşama Sevinci
derler de inanmazdım düşenin dostu olmaz diye,öyle imiş gerçekten...dün iş bitirmek için peşinden dolaşanlar bugün telefonları bile açmazlar.herşeyin sevgisi de kıymeti de işte ayakta iken.ama ne oldum dememeli ne olacagım demeli,yarının garantisini kim verebilir...
sabah kalkıyor herkes işe gidiyor,biz yalnız biz dertli...içimizdeki yaşama sevinci de kayboluyor hergeçen gün,Okumadık mı?Diplamo almadık mı?Çalışmadık mı?boş işte...
evdeki hesap çarşıya uymuyor işte ne güzel hayalerim vardı çoçukken, ben küçüktüm onlar büyüktü ama ben büyürken de onlar küçüldü...
-ne olacaksın oglum sen diyene
-ögretmen olacagım derdim,
-boşver para yok o işte diyene
-olsun,der gülerdim...
zaten bilmiyordum ki hangi meslegin ne kadar para kazandıracagını,düşünmemiştim de.
dün yediğin içtiğin ayrı gitmeyen insanlar bugun telefonları yüzüne kapatırlar işte, iş mi isteyecek,ne diyecek diye...her defasında kızgın ve öfke ile kapatırsın hem telefonunu hem de gönül kapını,,
kimi hasta ,çare arayacak,
kimi mahkum ,kurtuluş arayacak,
kimi işsiz parasız pulsuz iş arayacak,
kimi malk mülke arayacak...falan, bu çark böyle dönecek işte, gün gelecek hiç bir şey de fayda etmeyecek bağrına saracak seni kara toprak...
evet ben işimi kaybettim ya eşini kaybedenler...
Mükemmel duygulu bir eserdi...Çok güzel bir tema ,size katılmamak elde değil..çok doğru tespitler.
Yüreğinize sağlık.