Yaşamın Manasına İki Kala

?Düşünüyorum öyleyse varım? demiş bir bilmiş. Yani düşünebildiğimin farkındaysam, bu farkındalığım beni var eden bir sebeptir. Peki, varlık neydi o zaman? Gerçek olarak nitelendirdiklerimize varlık mı demeliydik? Ya gerçek peki gerçek ne demek? Rüyalarımızdan farkı ne, her gün sabah kalkıp gece uyuyana değin yaptıklarımızın. Ya da gün neydi, zaman ne demekti, ya ölüm?

GERÇEK

Az maliyetli sanal bir oyunun içinde, kafanıza bir kask takılır ve üç boyutlu eşsiz bir görüntüde kendinizi gerçek diye tanımladığınız olgunun içindeymişsiniz gibi hissedersiniz. Maliyeti biraz daha yükseltip, adam akıllı bir simülatörün içine girdiğinizde ise durumlar daha da garipleşebilir. Vücudunuza takılan elektrotlar acı hissini görüntüyle eş zamanlı almanızı sağlayabilir hatta koku bile duruma göre çarçabuk değiştirilebilinir. Bunların hepsi olduğunuz yerde tertip edilmiş bir senaryonun parçalarından öte değildir. Gerçek olarak tanıladığımızdan tek farkı; gerçeğin bizce olan daha evvel ki tanımından kaynaklıdır.

Gerçek sadece düşündüklerimizden mi ibaret? Ama herkes benim düşündüklerimi düşünmüyorsa, ben farklı bir evrende miyim?

Bu gece, burada yokmuşum gibi yapın.
Bırakın beni yalanlarıma.
Yalancıktan dünyalarıma,
Bu gece orada kaylım ben.

Gözlerim ağırlaşıp
Büzülsem de kanepede
Tüylerim diken diken olsa da
Sermeyin bir şey üstüme

Sessizlik sarsın her yanı
Siz bana bakın, düşünün
Ben düşündüklerinizde gezineyim
Uzaklaşmayın hayallerimden

Bu gece bırakın gerçeği
Düşünsel gerçekliklerimde,
Bir gezintiye çıkalım sizinle
Bu gece bırakın gerçeği,
Tanıştırayım sizi gerçeğimle

Alt küme her zaman ancak kendisi kadarını kapsar. Yani varlığımızdan fazlasına vakıf olmamız fiziki manada imkânsızlaşır ve fiziki gerçeğimiz gördüğümüz, duyduğumuz, hissedebildiğimizle sınırlıdır. Lakin düşüncenin sınırı yahut kuralı olmadığından düşünebildiğimiz gerçek sonsuzla sınırlı olacaktır. Bu da demektir ki düşünsel gerçekliğin sınırı yoktur. Sınırı olmayan bir şey de sanala tekabül eder, genel yargımızda. Bu da demektir ki düşünsel olarak gerçek, bizim gerçeğimize göre yoktur. Yani düşünmek hayaldirin arka kapısı.
Kendime not: Gerçeği gerçekliğini sarsamaya çalıştığım kavramlarla anlatmaya çalışmak kocaman bir saçmalık olsa gerek. Acaba buna gerçek diyebilir miyim?

Gerçeğin tanımı sözlüklerde şöyle geçer; Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat! Yedi milyar nüfuslu bir dünyada biri dese ki; kırmızı aslında sarıymış. Bu sizce sizin kırmızınızı değiştirir mi? Bence değiştirmez çünkü gerçek zaten kabullerden ibarettir göürlbilir dalga boyunun bilmem hangi frekanslar arasına kırmızı ya da sarı demenin bir farkı yoktur esasen zaten (Bunu biliyor muydunuz? Renkler, aslında beynimize giden elektriksel akımları tetikleyen değişik dalga boylarındaki fotonlardır). Ve bir azınlığın bir konu hakkındaki kabulü, toplumsal önyargı için geçersizdir. Bir artı bir ikidir ve bundan kimse rahatsız değildir. Ama gerçek, dünya yuvarlakmış denildiğinden beri değişen bir şeydir. Yani üzgünüm ama düşündüğümüz manasıyla gerçek diye bir şey yok. Yalnızca öngörülerimiz, yargılarımız ve sezilerimiz var. Ve aslında sözlükler yalan söylemez ama gerçeğin tanımlarken gerçek olarak kabul ettiğimizin tanımını yapmış olur.
Kendime not: düşündüğümüz manasıyla gerçeği ne sanıyorum ki acaba?

Düşünsel olarak bir sabiti yoktur gerçeğin. Bu da kabullenmelerimizi gün be gün değiştiren yegâne özelliğimizdir. Yoksa şu an hala güneşin dünya etrafından döndüğünü sanıyor olacaktık. Sanacaktık.

Düşündüğümüz manasıyla bir tanımı yok gerçeğin ama ikiye ayırdığımız zaman gerçeğin ne olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Gerçek A; hayallerimiz. Olabilme kapasitesi yüksek olan, her insan için bir başkasının aklına mantığına sığmayan kendine has ya da her insan için makul, kabul edilebiliritesi yüksek, sinirsel elektrik akımları. Gerçek B; kabullerimiz. Kesinliği şimdiye kadar yıpranmamış olgularla (önyargı, önsezi, kabul(1+1=2)) desteklenmiş hayatsal pratikler. Dokunduğumuz şeye yumuşak, sert, cıvık, ıslak sınıfları altında başlıklar koyup sıcak, soğuk, ılık diye nitelendiririz. Bunlar bizim dilde birbirimizi anlamamızı kolaylaştıran pratiklerimizidir. Bu noktada sıcağın genel kabul ettiğimiz sıcak olmasının soğuğun titremeye sebep olmasının bir önemi kalmaz zaten ve gerçek B gerçek A dan sık kullandıklarımızdır. Yani temelinde gerçek hayallerimizdir, olmayan şeylerdir.

Hissettiklerimiz bizizdir yani bize a dersek ve hissettiklerimize de b; a=b olur. Hissettiklerimiz gerçeği bize ispat eder. Tutuğumuz kokladığımız gördüğümüz şeyler gerçeklerdir, buradan da gerçeğe c dersek; b=c olur. Ve a=b, b=c den de a=c. Yani gerçek biziz. Biz hayal ettiklerimiz ya da hissedebildiğimiz kadarızdır. Ve bu durumda görüyoruz ki belli bir kritere bağlı gerçeğin bir tanımı yoktur. Hissedebildiklerimizde ve hayallerimiz de farklılaşır yani gerçek bir sorudur bir cevap veya tanıma açık bir kelime değil, onu düşünürken yaşlandığımız, yaşadığımızdır. Ve bu mücadelede o da en az bizim kadar sıkılmıştır. Gerçek nedir.



gerçek
geri çek, gerekçe

çekilip gerekçelerden
gerçekten geriledik, gerçekten
gerilcek...
gerilemişçek...
çektikçe gerim
gerçekten çekmek gerçeğimizi
çekimden gerekçesiz gerçeksiz gerilemek...
gerildik, geriledik

çekilmişken gerçeklerden
gerçek çekimlerinden çekmişken gerçek
gerilip çekmişiz gerçeği geriden
gerçek çekim gerçeksiz.
gerçeksiz
siz
gerekçesiz
biz

gerek ve gerçeksiz çekimden gerçeğe gerilip geriledik
gerçekse geriliğimizden gerildi
gerçek bizdik, sizleştirdik
gerildik gerçekten
geri çektik
gerçek de bizden

Düşünüyorum varım, ben varsam gerçekte var ama düşünebildiğim kriterine bağlı noktada gerçek var. O zaman gerçek yok. Çünkü düşündüklerim aslında elle tutamadığım şeyler. (Elle tutmakta sinirsel elektrik akımlarının beynimdeki kısa devreleri değil miydi?)

ZAMAN

...


ÖLÜM

...



gerçekten hayatın sırrını çözsem bile bu benim gerçeğim mi olur yoksa gerçek aslında olmayan bir şey olduğundan hayat manasız mıdır? Zaman kolay da ölümü açıklamak zor olacak sanırsam.

31 Ekim 2008 6-7 dakika 21 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    daba bitmedi sayılır ama bu noktada yinede Bahar arkadaşıma teşekkürü borç bilirim