Yaygın Mana Gücü 1
Bir kere, konu etmeye çalıştığım "yaygın mana gücü"; ne totemdir. Ne ilahtır. Ne de köleci dönemin özel mülkiyetçi anlayışını kotaran Mamon'dur.
Sayılan bu tür mana kalıpları, sosyo toplumsa süreçlerle yaygın mana gücü içinde oluşturulmuştur. Bu oluşturma zamanın zeminin özelliklerine göre anlamca da parçalı kılınmış olmakla erken dönemden beri yaşamsal olan sürecin en karakteristik belirtmelerini yapan anlatımlardır. Mananın, insana göre olan anlatım yanı; yaygın mana gücü olan genelliğin içinde, sadece genelliğin minimum olan kısmıdır.
Totem, ilah, mamon kavramları; insanın temel düzlemli ana referanslarının giderilmesi üzerinde; kişi-kişi ve kişilerle, grupları arasında giriştirilen; insana özgü özel anlayış türüdürler. Yaygın mana gücü insan iradesinden ve insan bilincinden bağımsızdır. Evrendeki ve dolaysıyla çevredeki genelce olurla beliren durumları bizler fark etsek te, etmesek te bunlar yaygın mana gücü olur belirimlerdir.
Bu türden yaygın mana gücü oluşla baskı ve basıncı hissedilen çevrel yansımalar; insan öznesinin kalıp davranışlarıyla eşletilir oldular. Hissedilen basınçla, sosyal sandaslı kalıp algıları oluşan tutumlarımızın yaygın mana gücü içindeki parçalı, özel bağıntılı alan etkileriyle eşletilmesi; bizdeki mana düşüncesini ele verir. Dıştaki hissedilen basınçla, içimizdeki algısal basıncın eşletilmesi nedenle de mana gücünün etkisi içine, insan öznesi ve insan öznelliği de karışır.
Mana düşüncesi, yaygın mana gücü içinde koparılışıyla; ansal koparılan bu parça bir imleç etkiyle insan sosyal alanı içine getirilir. Sosyal alan içine getirilen imleç anlam, sosyal tutumla beraber eşlenmekle hem manasını bulur. Hem meşruiyet ligini alır. Hem de sosyal alan içinde olumlama olmakla, o tutumun alan içinde tekrarlarını oluşmakla, alan içi bağlaşık hareketler benimsetilir.
Totem alan içinde ve gelecek zamanlardaki sosyo toplumsa alan içine konacak mana düşüncesinin ana kullanım kaynağı doğadaki bu yaygın mana gücüdür. Yaygın mana gücü taşıyıcı dalga ve eşlenici dalga olmakla; sosyal ortam içinde yapıla gelen tutumları, ortama ikame etmektedir. İkame olanla gelenekleşen tutum; gün gelir basit bir değiştirici etkisiyle yeni bir mana anlamasına dönüşür. Yeni olmakla dönüşen mana anlaması, şimdiki zaman içinde süre gelen eski gelenekle çelişir.
İşte yeni olan sosyal manayı da sosyal alan içine ikame etmek için yaygın mana gücünden kesikli sürekli yapılan ansal zamanın üzerine, sosyal anlayışların bindiriş kılınması; sosyal sürece akış yaptırır. Sosyal alan, yaygın mana gücünün taşıyıcı dalga olma tutumlu etkisinden yararlanmadır. Eski olan anlamlar da, yaygın mana düşüncesi içindeki kesitler üzerinden sosyal alanın dışına atılır. Yeni olan da bu manaca sembol üzerinde sosyal alan içine alınırlar.
Kısaca mana düşüncesi eski ile yeni arasında kopan çelişkiye emisyon yaptırır. Eskiye göre değişen yeni tutumları benimsetir (hazmettirir). Sosyal ortama ikame edilen davranış, tutum ve düşüncelere dayanak olur. Bu dayanak o şeyin öyle olacağına meşruiyetlik verir. Yani o şeye yapılabilirliğin yaptıran olma ana gücünü kazandırır.
İnsan öznesi, yaygın mana gücünü veren; karmaşık girişmeli belirenlerin ne inşacısıdır, ne bile kurgulayıcısıdır. Hatta insan öznesi ne de bu sürecin kotarıcısıdır. İnsan yaygın mana gücü içine kendisinden öznel anlam oluşturmalar dışında ve anlam giriştirmeleri, giriştirdiği anlamı iletişmesi vs. dışında yaygın mana gücü karakterine bir şey katamaz.
İnsan duygularını, yaygın mana gücü içinde parçalı kılınmış yansımaların üzerine bindirimli (modüle) yapar. Yaygın mana gücü olduğundan insan öznesi kendi anlamalarını bu yaygın mana gücü üzerine modüle eder. Bizler bir mana gücü oluşturduğumuz için yaygın mana gücü var değildir.
Aksine yaygın mana gücü olduğu için biz oluşturduğumuz mana gücünü ortaklama yapıp iletişme yapmaktayız. Yaygın mana gücü içinde yansıma olanla, insanın kendi duygusunu; insanın sosyal duygusunu eşletir olması; insana göre olan, mana düşüncesinin ikinci bir mana düşüncesini ele verir. İnsanın bu ikinci tür manaya göre davranışları da ritüelimedir.
Ve insan kendisi dışındaki yaygın mana gücü içinde kapsananları parçalı kılınmıştır. İnsanın parçalı kıldığı yaygın mana gücü içindeki bir kısım taşıyıcı manayı; kendisinin ana referansına hitap eder yanıyla eşletir olmuştur. "Eşletme yatığı anlamlandırmalar" eşletilenle, eşleneni depolama, birbiri ile bağıntılama vs. olur durumları haricinde insanın yaygın mana gücüne bir enerji sarfı olmaz. Yani bu anlamlandırma ve anlatmalarından ötürü, yaygın mana gücünün kendisinde bir, şey eksiltemez.
İnsanın dışındaki ağacın ve ağacın meyvesinin insan üzerine yaygın bir mana etkisi vardır. Eğer bu etkiler insanın ana referans sistemine denk düşerse; denk düşen kısım kadar bir kısım yaygın mana gücü içinde insanın özel bağıntı alanı içine alınır. Ve denk düşenle, denk düşene karşılık gelen; insan özelinde özel bağıntılı mana ilişkilerine dönerler.
insanın referans sistemine denk düşen kısım kadar bir mana anlatımı, yaygın mana gücü içinde kopartılıp alınır. Ve yaygın mana gücü salınıma denk düşmekle eşletilen güdümüz; insan öznesinin düşünmeleriyle bir mana anlamasına dönüşür.
Ağacın ya da meyvenin yaygın bir mana gücü olan baskı ve basıncı; birincil (primer) mana anlamasıdır. Birincil mana anlamasının insanın ilgi ve ihtiyaçlarına (temel referans değerlerine) denk düşen kısımla insana sağlama olacaktır. Sağlama olanın, doğal mana ile eşletilmesinin yapılması da; ikinci (sekonder) mana anlamasıdır. Bunun üçüncü mana anlama tipi de sosyal bilincin, primer mana anlayışı üzerine bindirişli (modüle) yapılmasıdır.
Meyve ya da ağaç dışta olmakla birinci derecede mana anlamasıdır. İnsanın açlığı, insanın referans değerleri içinde olmakla; ikincil mana anlamasıdır. Meyve açlığınızın karşılanmasına denk düşüyorsa; birinci ve ikinci mana girişmesinin eşlenmiş olması, görece kesikli sürekli bir mana anlayışıdır.
Aynı şekilde ağacın yüksekliği sizin düşmanınızdan kaçıp gizlenmeniz oluyorsa; gizlenmekten ötürü avcılardan korunur olmanız; korunma referanslı temel değerlerin karşılanmasına denk düşüyordur. Ağacın yüksekliğiyle, sizin korunma güdülü duygunuz; eşleşen bir mana anlaması olmakla sizde yeni bir davranış girişmesini başlatır. Mananın gücü böylesine hayati önemde etkindir.
Yaygın mana gücü içinde olan insan; yaygın mana gücü içinde; içgüdülerine denk düşen kadar parçalı kısmını (söz gelimi ağacın yüksekliğini, yeşilliğini, gölgesini odun oluşla yanmasını vs.) kendi referans değerlerine denk düşen eşleşme kadar bir anlayışla, izole edip onları özel bağıntılı devinme kılar.
Kendi yalıtımlı ortamı içinde bencil olmakla korunan yasayı; kişiler kendi özlerinde tutarlar. Bununla beraber yine bunların (birincil ve ikincil manalar modülesi); değişme, dönüşme mesajı olurlar. Pirimer ve sekonder olan manalar; birlikte gidenle, farklı olan olmakla; evrensel sürece katılırlar.
İkililer birlikte gidenle, birlikte olandırlar. Birlikte gidenle birlikte olanın düşünce üretmek için yaptıkları enerji sarfı bakidir. Sarflar (harcamalar, maliyet oluşlar, karşılama ve giderler) dönüşmenin, değişmelerin de zorunlu kaçınılmazlarıdırlar. Bunlar baş ve son olmanın, bir birine göre var ve yok olmanın vs. oluşuyla, görece kesikli sürekli oluşlarıdırlar.
Primer ve sekonder olan mana anlayışlarının modüle oluşla ve yansıma olan anlamları, bunların üst üste zaman ve devinim çakışmaları olmalarıdır. Birbiriyle aynı oluşlarıdır. Bunlar, birlikte olanla; beraber gidenlerin arasına, zaman mekân devinmesi alırlar. Araya alınan zaman mekân devinmeleri kendi enerji dönüşümlerini yapmakla özdeğin alan etkili, alan devinmesini ortaya koymaktadırlar. Üst üste olanlar genelliğin ve özel bağıntılı alanın bir belirim şeklidirler.
Üst üste olan bir bağıntı; bir bağ yansıması yapar. Veya üst üste olan bütünseli durumun çekim kuvveti ile olay durumlar, kesikli sürekli olmakla korunumlu olurlar. İşte doğal tavırlı parça durumlar özel bağıntılı ilişki türünün içine bu şekilde korunumlu ve alan etkili oluşuyla sokulmuş olurlar.
Parçalı süreçler özel bağıntılı taşıyıcılarının içine konurlarken; taşıyıcı üzerinde olan genellikle, özel bağıntı içinde olan kırpılmış kesikli sürekli durumlar arasında; büyüğün-küçüğe, yukarının-aşağıya, uzunun-kısaya vs. türü eğim etkisi ve kutuplaşan polarmalar olmasıyla bunlar nispileşirler. Birbirine olan oransılık, birbirine göre olay zamanlardır. Yine birbirine göre birbirine zıtlık ve uyum içinde kıyas olmakla; zıtlık yada uyum uyumsuzluk eğim edilip, şeyler zamanı da bu eğim içinde akıtmaktadırlar.